Ateşli silahlar

Nasııl arkadaşlar? Sevdiğim kadar değil mi? Nasıl bir tasarım harikasıdır bu

Şahsen ben genel anlamda silahları sevmediğim için,bence sadece güzel,zaten güzel olan herşeyi severim, özellikle metal olanları.Ayrıca P08, P38 e göre taşıma kolaylığına sahiptir, ancak yine genel anlamda iğneli sisteme sahip silahları sevmediğim için böyle bir silahım olsunda istemem,ben silahın horozunu görmeliyim ve benim kontrolümde olmalı.

Sevgili deka'nin reaksiyonu dogrultusunda ilginc bir durum soz konusu.
Belcika'dan bahsedebilirim.
Simdi silah ruhsatlarini inanilmaz zorlastirmis durumdalar.
Bu da piyasadaki ikinci el olanlari inanilmaz ucuzlatacak.
Bir incelemek lazim ama boyle ilginc bir silah ucuza bulundugunda, namlusu icten kaynak ile tikanarak ve yanilmiyorsam mekanizmada da ates edebilirligini yok ederek sus silahi haline getirmek mumkun, o zaman ruhsata filan ihtiyac yok ama ben bunu pek sevmiyorum, herseyin orjinali olsun istiyorum bu nedenle bu cozum beni pek cezbetmiyor.
Belki turkiyede de bu mumkun ama bizim insanimiz ruhsatsiz da olsa bulundurmayi tercih edecegi icin ikinci el ilginc birseyler bulup sus esyasi haline getirmenin biraz imkansiz olacagini dusunuyorum.

Bence silah silahtır ve bu şekildeki bir uygulamayıda kabul edemem,orijinalliğinin korunması gerektiği düşüncesindeyim.

Kuru sıkı silahlar da zaten çoğunlukla bu amaçla piyasa çıkarılmışlardır. Tabi benim fikrim bu. Hem silah görüntüsü olacak hem de yasal boyutta olacak. Onun da müşterisi var elbette. Gerçi onu da izin kağıdına bağladılar.

Bu arada sayın Admin, diyeceksiniz ki, hoca, yemek resimlerini ekledin, silah resimlerini ekledin, arabalarıı da ekledin, hani senin saatler? İşte onları da şimdi eklemek istiyorum da hangi bölümde eklesem onları, bir fikir verebilir misiniz?

Saat incelemeleri bolumunde olabilir
Bu arada herbiri icin biraz yorum veya aciklama da olursa cok daha guzel olur.

Kuru sıkı olayına hiç girmeyelim, benim şiddetle karşı çıktığım, kesinlikle tavsiye etmediğim bir olaydır,istenirse nedenlerini anlatırım.

arkadaslar ben bu konudan cokkk korkuyorum

Nasil yani?
Evinde bir cephanelik bulundur sonra da ben korkuyorum de

himm cidden havalar isininca poligona gidelim. Uzun zamandir gitmedim

barett demiş ki:

himm cidden havalar isininca poligona gidelim. Uzun zamandir gitmedim

Evet kis'in biriken motivasyon eksikligini, konsantrasyon ve meditasyon ile atmak lazim

barett demiş ki:

arkadaslar ben bu konudan cokkk korkuyorum

Bu durum benim durumuma benzemiş, hem az buçuk silahlardan anla, sonra silah sevme ve taşıma, ne yaman bir çelişki değil mi? ,ama bunu şöyle açıklayabilirim,bu durum teknik ve mekanik konuları sevmenin bir sonucudur, ne de olsa mantık ve bilimsel bir yaklaşım gerekiyor, biraz da işin gereği veya uzantısı diyelim.

Bu da Velo dog olarak adalandırılan bir tabanca,küçük boydur, değişik çapları bulunmaktadır,adını kullanım amacından almaktadır,kullanım amacı eskiden Fransa'da bisikletle giderken köpek saldırılarından korunmak amacıyla gündeme gelen bir tabancadır, Fransızca vélo (bisiklet)+dog malum (köpek) birleşimi sonucu ismi doğmuştur.

deka demiş ki:

barett demiş ki:

arkadaslar ben bu konudan cokkk korkuyorum

Bu durum benim durumuma benzemiş, hem az buçuk silahlardan anla, sonra silah sevme ve taşıma, ne yaman bir çelişki değil mi? ,ama bunu şöyle açıklayabilirim,bu durum teknik ve mekanik konuları sevmenin bir sonucudur, ne de olsa mantık ve bilimsel bir yaklaşım gerekiyor, biraz da işin gereği veya uzantısı diyelim.

Hani az buçuk anladığın iyi olmuş ya çok anlasaydın ?

.

katil balina demiş ki:

ve meşhurdur eklemekte fayda var.

"silah varsa mutlaka patlar"

sebebi ne olursa olsun işte bu yüzden olmasın,bulunmasın daha iyi,daha söyleyecek çok şey var...

Cidden silahlara olan tutkum .Mekanik saate olan tutkum baslayinca gitikce azaldi.Gozum saatten baska bir sey gormez oldu
Silah bazi yerde ve konumda zaruriyet teskil eder.ama bazi konumda ise gereksiz vede tehlikelidir bunun ayrimini ulkemizde cok fazla insan maalesef yapamiyor.

teng demiş ki:

deka demiş ki:

barett demiş ki:

arkadaslar ben bu konudan cokkk korkuyorum

Bu durum benim durumuma benzemiş, hem az buçuk silahlardan anla, sonra silah sevme ve taşıma, ne yaman bir çelişki değil mi? ,ama bunu şöyle açıklayabilirim,bu durum teknik ve mekanik konuları sevmenin bir sonucudur, ne de olsa mantık ve bilimsel bir yaklaşım gerekiyor, biraz da işin gereği veya uzantısı diyelim.

Hani az buçuk anladığın iyi olmuş ya çok anlasaydın ?

Yaw biraz alçakgönüllülük yapalım dedik, hemen araya girdin.

kurusıkı tabancanın birinci amacı cahil cühelanın düğün bayram gibi merasimlerde patlatarak kendi kendine tatmin olması ve ne kadar çok gürültü çıkartırsa o kadar kendini polat alemdar sanması ... polat marka kurusıkı tabanca yok mu ülkemizde? ya da düğünde adet diye havaya şarjör boşaltan millet vekili ? onlar da olmazsa babadan kalma ya da kendi aldığı av tüfeği ile havaya doğru saydırmayı bir halt sanan maganda kalabalığı o kadar büyük ki ... 2 sene önce havzanın bir köyünde adam havaya 4 fişek attı... düğüne yakın bir evin damında halay çekenlere bakan konuyla ilgisiz 3 yaralı bir ölü.... toplam 4

mis gibi git poligonuna yap atışını atabildiğin kadar at... daha ne istersin be maganda ?

sözüm forumdan dışarı sinirlendim birden ...

Bende aynı duygular ve aynı düşünceler içerisindeyim.

poligon da kesmez dersen gel seni operasyona götüreyim canlı canlı çatış

Ama adam kurusıkı kullanıyorsa ve silahını tadil ettirmemişse poligonda ne yapsın, meskun mahalde ateş edecek ki, yakalayacan ve mahkemeye sevkedeceksın,değil mi? yoksa adamın magandalığı nerede kalacak,poligonda attığını kim görecek.

aynen valla tabanca 100 cezası 500 meyilli olanlara da duyurabiliriz

http://www.timsah.com/Cuneyt-Arkin-icin-bile-absurd-bi-sahne/drQQdHIjmDf
bide bu var tabi

adam alt tarafı 30 fişek kapasiteli şarjörle saatlerce ateş ediyor yaw.

Evet arkadaşlar, arşivimde turlarken bir kaç fotoyu da buraya taşımak istedim. Değişik gelen modeller olabilir, yorumlarınızı bekliyorum.



Eski dostumuz Nagant. Üretimi Çarlık Rusya'sı zamanına kadar inen,8mm lik ve köşeli kovanları da mevcut olan tam bir klasik. Mermi çekirdeğinin kovana gömülü olmasından dolayı bugün kullandığımız " Kör kurşun " deyimine konu olduğu söylenir. Köşeli kovan, aynı anda silahın söküm işleri için de tornavida vazifsi görüyor. 1917 Ekim devrimi öncesi modeller, koleksiyonerler tarafından oldukça tutuluyor. Bunların üzerinde ( horoz altında )haliyle CCCP yada yıldız baskıları bulunmuyor. Topun ateşleme esnasındaki dönerek namluya yapışma özelliği ise atım sırasındaki yanlardan oluşacak gaz kaçaklarını önleyerek, itici güçte olacak olan kaybı önlüyor, Bu yönüyle de zamanının ötesine geçiyor. Kullanım alışkanlığı olarak baktığımızda, Türk insanının Browning HP35 ten önceki alışkanlığı diyebiliriz.

Nuri KİLLİGİL, Sarsılmaz silah sanayinin temeli. Bu da gizli horozlu, tek sıra şarjörlü ve 9mm kısa mermi kullanan, başarılı ama oldukça sade bir Türk modeli. Bana göre Kırıkkale'den daha güzel. İlginç olan tarafı, Nuri KİLLİGİL'in bu silahı ürettiği İstanbul'daki fabrikasının kazanının patlaması sonucu kendisinin de malesef vefat etmesi. Onun da başına, Devrim otomobillerinin ve ilk Türk uçak fabrikasının başına gelenler gelmiş. Bu ülkenin, ne zaman bir şeyler yapacak duruma gelse, önüne böyle enteresan engeller çıkması düşündürücüdür. Bugün imrenerek baktığımız birçok silah ve otomobilin, ilk çıktıklarındaki hallerini gözümüzün önüne getirirsek, KİLLİGİL geliştirilebilirdi diye düşünüyorum.

OTS-33 PERNACH, pek rastlanmayan bir Rus üretimi. Anlaşılacağı üzere seri atım kabiliyeti de var. COLT 1911 tipi, sadelikten gelen bir orjinalliği var ama özellikle sürgü üzerindeki yüzey hassasiyeti istenen kaliteyi yansıtmıyor. Torna tesviye izleri, ben buradayım diye bağırıyor neredeyse.Ama bu durum kendisinin, bir dönem Spetznaz'ın gözdesi olmasını engellememiş.

MATEBA MTR 8. Kimilerine göre hilkat garibesi kimilerine göre de ilginç bir tasarım. Müsabaka silahlarını da andırıyor. Bana göre bu kadar uzun bir gövdede namlu için kısa bir yer ayrılmış. Oysa ki bu silah yakın mesafede kullanılmak üzere çok da taşınabilirlik arzetmiyor.

Pek süslü bir Sig Sauer. Çoğu insan gibi ben de bu kadar ağır bir süslemeyi gereksiz buluyorum. Gravür işinin bir handikapı da bu silahların el teması yada taşımadanmütevellit aşınark bu kakma ve işlemelerinin zamanla deforme olmasıdır. Bu özelliğiyle bir koleksiyon silahıdır diyebiliriz.

MATEBA MP 412. Bu da enteresan Rus silahlarından biri. Dolum şekliyle, bizlere, daha ziyade 1. dünya savaşı zamanında kullanılan ve top break revolvers sınıflandırmasında geçen (Kafadan kırmalı ) modelleri andırıyor. Yana devrilerek açılan ve günümüz silahlarında oturmuş bir sistem olan Swing out revolvers sınıfı da bundan sonra geliyor.Silahımzın bu durumu belki de sağ ve sol elini kullanan atıcılar için bir avantaj teşkil edebilir.Tasarım bakımından bu silahın bir ayağı, bu yüzyılın başındaysa, diğeri de taktikal taklitlerin piyasayı doldurduğu sonundadır desek sanırım yanlış olmaz.

Eveet geldik ihtiyar delikanlı TOKAREV TT-33'e, hani şu takarof diye tabir edilen. Omuzlu 7,65 mm mermi yapısı, tutmadığı için zincirlenen şarjörü, horozlu olmasına rağmen 1903 model gizli horoz Browning'i andıran sürgü arkasıyla, çocukluğumda daha çok astsubayların belinde gördüğüm ( Adam olacak çocuk işte dikkat ettiği şeye bak cık cık cık ) ve bazen de faili meçhullerin faili olan Rus tasarımı. Çin ve Finlandiya klonları da mevcut. Kabze plakası da RPG 7-11 gbi silahlarda da dikkatimizi çeken karakteristik bir Rus alışkanlığını yansıtıyor.

Arkadaşlar, şu ufaklığı da koyalım bir ara verelim mi? Hecker und Koch P7M13, yani en küçük 9mmP lardan biri tanesi.Bunun da bana göre özelliği, uzun yıllardır arkada görmeye alıştığımız kabze emniyetini öne almış olması. Yine bir Alman garabeti dedirtecek olan tasarımlardan biri diyorum. Sağlam, pahalı ve nerde durduğu belli olmayan bir dizayn.Kabze emniyetini ve gizli horozu günümüze taşımak için yapılmış bir hatıra silahı gibi sanki.Ama köstekli Zenith gibi çalışacağına kuşkumuz var mı? Cık eee yok yok

@parabellum p08, verdiğin bilgiler ve fotolar için çok teşekkürler,ancak iznin olursa bazı bilgileri düzeltmek isterim.

Yanlış anlaşılmak istemem sadece madem bir bilgi veryoruz dpğrusunun verilmesi gerektiği düşüncesindeyim, yoksa kendimi ve uzmanlığımı inkar etmiş olurum.
-İlk önce 1. sıradaki Nagant dan başlamak gerekirse, evet tabanca Rus yapımı olarak bilinmekle birlikde bunların Belçika üretimleri ile birlikde Bulgar yapımlarıda mevcuttur, ayrıca fişek konusunda kullandığı fişek 8 mm. olmayıp 7.62 mm. çapında Nagant tipi fişekdir, mermisinin kovan içerisinde gizli olması ise silindirinin hareketli olması tetik çekimi ile birlikte patlayan fişekde oluşan gaz basıncından maksimum verim elde etmek amacı ile ileri doğru hareketlenen silindir namluyu kapatmış giibi gözükmekle birlikde esasen kovanın uç kısmı namluya dayanmakda ve gaz kaçışını bu yapı önlemektedir.Köşeli olarak tabir edilen kovanın dip tablasının yapısı ise toplu tabanca fişeği ve bunun gereğinin yani tabancanın çalışmasının yerine getirilmesi için bir zorunluluğun sonucudur.
-İkinci olarak ilk ve tek resmi üretim olan Nuri Killigil'in çapı kosudur ki çap evet 9mm. çapındadır ama bunun kısa 9 olarak ifade edilmesi yeterli değildir, çünkü fişekler başlıbaşına incelenmesi gereken derin bir konudur bu sınıflamaya şimdi girmeyeceğim,bu tabanca 9mm. çapında Kısa Browning tipi fişek kullanmaktadır.
-Son olarak Tokarev'e gelirsek bunun çapıda 7.65mm. çapında Parabellum tipi olmayıp, bu fişeğe çok benzeyen ancak farklı bir fişek olan 7.62*25 mm. çapındadır.

Teşekkürler Deka, değer verip yorum getirmenize memnun oldum. Bu arada tüm saygımla, gözden kaçan bir hususa da, bu vesileyle dikkat çekmek isterim. Yazımda Nagant için " 8mm mermi kullanır" ifadesini kulanmamıştım. Tam olarak, " 8mm ve köşeli kovanları da mevcuttur" demişim. Var olan kalibrenin yanında, pek bilinmeyenini de belirtmek amacıyla (de )ekini kullanarak böyle yazdım.
Pek tabidir ki üretim başka ülkelerde de yapılmaktadır, hatta home made ve hand made olarak geçen, yapma benzerleri de vardır. Lakin örneklemek istersek, AK-47 'nin de 55 den fazla ülkede üretimi olmasına rağmen, adı duyulduğunda akla gelen ülke Rusya, yapımcısı ise 2. dünya savaşında yaralanarak hava değişimi alan ve istirahatı sırasında okuduğu Otomatik Silaharın Tarihsel Gelişimi kitabından etkilenerek Avtomat Khalasnikova 1947'yi yaratan tank subayı, Mihail Timofeyeviç Kalaşnikov'dur.
Killigil'in silahı için kullandığım ibare, 9mm kısa olup, bunu da bu mühimmatın 9mm parabellum mermisiyle karıştırılmaması için kullanmış bulunmaktayım. Dediğinize katılıyorum, bir şeyden bahsedilecekse tam olarak doğru bir biçimde yazılmalıdır. Ancak burada klavye başında yazdığım konular, tamamen zihnimde ta lise yıllarımdan kalan bilgiler ışığında olup ayrıca o anda bir kaynak taraması sonucu olmadığından bu derece kimi zaman hatalar kimi zaman da yanlış değerlendirmelere sebep olabilmektedir. Her halukarda benden 12 yaş büyük bir abimizin yazılarımı değer vererek yorumlamasının bende yaratacağı his, kalpten bir saygı olacaktır.Teşekkür ediyorum.

Yaw arkadaslar su silah konusu biraz fazla detaya gitmeye basladi, silah konusu beni de biraz korkutan bir konu, biz saatlere donsek nasil olur

Alındı anlaşıldı merkez, tamam

tesekkur ederim dostum

İnanılır gibi değil arkadaşlar bir anda kendimi 80'li yılların sonunda Türkiye'nin ilk ve türünün en kalite dergisi "Av,Doğa,Silah Dünyası"nın eski sayıların da sandım gerçekten yazıların tümünü keyifle okudum elinize sağlık.
Şu av hususu da kafamı iyice karıştırıyor zaten,bu sene yine ruhsatın süresi bitiyor zaten topu topu 3-5 kere ava gidiyoruz ona da av denmez gerçi,piknik diyelim sene de 5 kere için bu masraf değer mi yok ocak ayında avcılık vergisi,temmuz da alan avlanma belgesi(av pulu) o da bulunduğun il mi yoksa türkiye geneli mi uzayıp gidiyor anlıyacağınız.Bakalım haziran ayı bir gelsin de iyice düşünelim artık.
Saatler konusundan hiç çıkmadık ki "watcher" sadece ortaya bir karışık olmuş o da foruma güzel bir hava katmış.

Browning konusunu islerken, halk arasında gizli tırnak diye tabir edilen modelleri, parmak izli diye tabir edilen modelleri var. bu konuları nasıl atladınız, sizin gibi ustalara hic yakıstıramadım.

eskiden merminin kıt oldugu zamanlar, mp5 mermisi atardık. silaha zarar verirmi vermezmi? bu konuda da görüslerinizi alabilirmiyiz.
madem konu acildi, mühim meselelerde bilgilendirilmeyi bekliyoruz.

ayrıca Nagant'lar poligonal namlu diye biliyorum, yanılıyormuyum deka?

@ertay, bahsettiğin Browning ler eski üretim Browninglerdendir,MP5 fişeği kullanmak konusunda ise, bu fişekler zaten Avrupa üretimi markalar düzeyinde olduğu için herhangi bir sakıncası bulunmamaktadır, ancak bu da bu konuda dışında başka sıkıntılara neden olmaktadır.
Nagantların namluları bildiğimiz klasik yiv-sete sahip namlulardandır.

[quote="ertay"]Browning konusunu islerken, halk arasında gizli tırnak diye tabir edilen modelleri, parmak izli diye tabir edilen modelleri var. bu konuları nasıl atladınız, sizin gibi ustalara hic yakıstıramadım.

Sayın Ertay, atlama durumu söz konusu değil, sayın adminin ricasıyla, silahlar konusuna kendi adıma nokta koydum.Ustalık haddim değilse de, meraklı ve araştıran bir arkadaşınız olarak, sorularınıza memnuniyetle özelden mesajla cevap vermek isterim, saygılarımla...

bence en üzel silahlardan birisi G3 piyade tüfeğidir:
http://rehber.uzmantv.com/g3-piyade-tufeginin-ozellikleri-nelerdir

ben de uzun zamandır elime almadım. altunizade'de benim eve yakın bir poligon var hiç gitmedim bugunlerde elim kaşınıyor gidicem galiba.. umarım şundan varlarıdır