Made in Turkey???

Arkadaslar,
Turkiyede montaji yapilacak bir saat made in turkey olur mu?
Olursa en dogrusu nedir
Turkiye uretimi?
made in turkey?
Made in Turkiye?
Turkish made?

Made in Sivas?

vs vs?

Sizlerin fikri nedir?
Benim bildigim kadariyla henuz turkish made bir saat uretilmedi, dogru mu?

Sadece montaj türkiyede yapılıyorsa saat firmasının yeri made in şeklinde yazılır. Yani daha doğrusu parçaların üretildiği yer. Assembled in Turkey yazılır diye düşünüyorum.

Kanun ne diyor acaba?

Uluslararası Ticaret ve Marka Kanunu böyle diyor. bu yüzden Sony, Canon gibi markalar özel kalite olarak ürettikleri cihazlarının parçalarını japonyada üretmek durumunda kalıyor üzerine made in japan yazabilmek için. Mesela Canon'un L serisi bir lensinin mercekleri ve dış kasası çinde toplanmasına rağmen japonyada üretilmek zorunda üzerine made in japan yazabilmek için. Sonra ufacık yazılarla bazen assembled in china yazabiliyorlar

Türk Malı Hey ...

bunu yeni saat projelerimiz kısmında yazdığına göre; tamamen türkçe swiss made hezarfenden sonra, made in Turkey bir saat yapmayı düşünüyor galiba Mete abi. yeni bir proje mi geliyor yoksa

bence çorum da üretilmeli. burdan doğan imkanlar pahası biçilmez değerde:)

made in TR bu tr kısaltmasını tırlarda gördüğümde ulan koskoca tır neden ı koymamışlar ya da tır acaba böyle mi yazılıyor dumuruna uğramıştım ama çok eskidendi ... TR Türkiye nin kısaltılmış hali , montaj Türkiye de olunca yetiyor made in TR demek için ama nerde o günler watcher abi bu vesileyle turksaat markası için patent alıp bir firma kursan valla tarihe geçersin kanımca ve de sanki bunu mu söyletmek istiyorsun bize yav sen

üretim şurada bitişte Türkiye'de olmuştur yazabilirler mesela Benq-Siemens CF61 telefonun bataryası imalatı Japonyada başlamış Çinde Bitmiş... üzerinde Made in China Yazıyordu...

Mete abinin kafada tilkiler geziniyor

made in sivas
made in çorum

bunlar da guzelmis yaw

bitiş neresi ise orada üretilmiştir... başka forumları boş verin...

dogru, ben de o son mesaji sildim zaten

propmatic demiş ki:

bence çorum da üretilmeli. burdan doğan imkanlar pahası biçilmez değerde:)

sivas in imkanlariyla yapilsa dahada para bicilemez hale gelir

ona göre en iyi üretim yeri İZMİR her yere en yakın...

Evet ben de uretim icin Izmir olmasi gerektigini dusunuyorum.
Izmir=watch walley

Yeni yapilacak kopru ile izmir istanbul arasi 3.5 saate iniyor, izmir ise sakin ve huzurlu yasami ile saat uretimi icin ideal gorunuyor.

Bakarsiniz izmirde temelleri atilabilecek bir uretim 50 yil sonra dunyada sayilacak bir bolge haline gelmis.

Neden olmasin ki, ben turkiye'ye ve gelismesine cok inaniyorum.

Türkiye'de yapılacaksa iki yer var buna uygun İzmir ve Manisa... gerisi boş...

İzmir kesinlikle en güzeli. Zaten dikkatimi çekti bu saat üreticileri üretim için en huzurlu şehirleri seçiyorlar. Eh sanırım hiçkimse İzmir'in Türkiye'nin en huzurlu şehri olduğu gerçeğine karşı çıkmaz. Hem körfez de temizlenmeye başladı ve artık kokmuyoruz
Böyle bir girişimde doğrudan ortak olmak boynumun borcu.

enlem ve boylam olarak Turkiye nin ortasi yani kalbi Sivas hem mevlevi dervisleri burada saat imal etmisler nedenini ise nakliye acisindan en uygun sancak Sivas sancagi demisler Tabi o zamanlar sancak daha vilayet olmamisken soylemisler bunu

merhabalar herkese; bu başlığı yeni gördüm ve Gümrükleme alanında çalışıyor olmam dolayısıyla biraz bilgi vermek ihtiyacı duydum.

Öncelikle bir eşyanın bir ülke menşeli sayılabilmesi için en kolay yol o eşyanın tamamen o ülkede elde edilen ya da üretilen bir eşya veya eşyaların birleştirilmesinden üretilmiş olmasıdır.
yani kol saati için tüm aksam, parça ve mütemmim cüzlerinin Türkiye'de elde edilmiş/üretilmiş olması gerekiyor.

diğer seçenek ise ülkelerle yapılan karşılıklı müzakereler sonucunda belirlenen "menşe kazanma koşulları" diye tabir edilen koşullara bağlı olarak değişmektedir.
Örneğin, Biz İsviçre'nin de içinde bulunduğu EFTA ülkeleriyle yaptığımız bir düzenleme sonucu Kol saatleri için bir menşe kuralı belirlemişiz.

Bu ülkelerle yapılan karşılıklı parça alışverişleri sonucunda (yani hem isviçre hem türk menşeli saat aksamlarının kullanılması sonucu üretilen bir kol saati için) ortaya çıkan bir mamülün hangi ülke menşeli olduğunun kararını verebilmek için anlaşmada yer alan şu hükme bakılır:

"Kullanılan tüm girdilerin kıymetinin, ürünün fabrika çıkış fiyatının % 40’ını geçmeyen imalat" koşulunun gerçekleşmesi halinde nihai ürüne ilgili ülke menşelidir ibaresi yazılabilir.

Kullanılan tüm girdilerden kasıt İsviçreden getirtilen makina + kasa + kordon + kadran olduğuna göre bunların toplam tutarının, saatin montajlanmış halinin maliyetine oranının %40 olması gerekir.

örneğin Hezarfen için konuşalım. (Rakamlar farazidir)

makina : 200$
kadran : 100$
kasa : 100$
bu üçünü İsviçreden temin ettik. toplam maliyet 400$

Yukarıda bahsettiğim menşe kuralına göre;Türkiyede montajını ve diğer parçalarını (örneğin kordon, tepe vs.) ekledikten sonraki (yani saatin tamamlanmış halinin) maliyetinin en az 1000$ olması gerekiyor ki saate Made in Turkey yazmaya hakkımız olsun.

yani uzun lafın kısası Made in Turkey yazabilmek için tamamlanmış saatin maliyetinin en az %60'ı türkiyede üretilen parçaların katma değeri olmalıdır.
1000$ maliyeti olan saatin üretiminde en az 600$lık bir katma değer yaratılmadan Made in Turkey yazma hakkımız bulunmamaktadır.

Biraz uzun oldu ancak kolay anlaşılabilmesini istediğimden dolayı bu kadar uzattım.

stratejjj çok güzel açıklamışsınız. Öncelikle şahsım adına çok teşekkür ediyorum bu değerli bilgiler için. Aslında kayışın Türkiye üretimi olmasının önünde hiçbir engel yok benim görüşüme göre. En azından %60'ın az da olsa bir kısmını oluşturabilir. Türkiyede bilmiyorum bu işi yapabilen var mıdır ama kadran da Türkiye üretimi olabilir yeterli imkanlar var ise. Ama zannediyorum ki kasa ve mekanizmada yurtdışına bağımlı olmak durumunda kalınabilir. Son sözü watcher söyler!
Bilgiler için tekrar teşekkürler.

Özellikle örnekleme sayesinde çok açıklayıcı olmuş, teşekkürler.

buda demek oluyorki watcherinde daha önce belirttiği gibi, en hakiki çin malı saati isviçrede 40 euroya mal et 60 euro da bir kordon +kutu koy yapıştır sviss made i olsun paşalar gibi isviçre yapımı bir saatin.

valla ben bu dalaverelerden sonra isviçrelerden falan acayip tırsar oldum... helede yüksek fiyatlılardan ...

Stratejj,
Iste budur, tam sordugum sorunun cevabiydi, bilmek istedigim buydu.
Cok tesekkurler dostum, sizlerin sayesinde muthis bilgi birikimine sahip bir forum olduk.

Demek ki made in turkey ibaresini koymak icin bu bazda hesaplamalar yapmak lazim.
Ok

watcher demiş ki:

Stratejj,
Iste budur, tam sordugum sorunun cevabiydi, bilmek istedigim buydu.
Cok tesekkurler dostum, sizlerin sayesinde muthis bilgi birikimine sahip bir forum olduk.

Demek ki made in turkey ibaresini koymak icin bu bazda hesaplamalar yapmak lazim.
Ok

ne demek üstad, rica ederim. sizlerden öğrendiklerimizin yanında bu hiçbişey.

dostum bootsector benim vermem gereken cevabı zaten vermiş. kendisine teşekkür ederim. Türkçemizi doğru kullanmak konusunda gerçekten hassas biri olarak böyle bi tepki almak en son istediğim şeydi.

GAREZ arkadaşımızın İngilizce kökenli "euro" kelimesinin Türkçe karşılığının yapılan uzun tartışmalar sonucunda Türk Dil Kurumu tarafından "avro" olarak belirlendiğinden haberdar olmadığını düşünmekle birlikte yanlış da olsa kelimelerin doğru kullanımı konusundaki gayretini olumlu karşıladığımı belirtmek isterim.

bana kalırsa bu gümrük meselesi bu kadar yalın anlatımla ancak bu kadar basitleştirilir .bravo

stratejj

çok güzel açıklamışsınız ben de teşekkür ederim,
peki posta yoluyla gelecek herhangi bir malın değeri belirlenen sınırın üstündeyse gümrükten geçemez geri gönderilir gibi birşey duydum,bu sınır değeri kaç avro ya da dolar?,bu sınırın üstündeki malı getirmenin yolu nedir ,alıcı kişinin yanında getirmesi mi?

birde 150 avro sınırıyla ilgili, fiyat dolar olarak yazıldıysa 150 avronun dolar olarak karşılığı nasıl hesaplanıyor(bir kaç yol duyduğum için hangisi doğru bilmiyorum)

stratejjj demiş ki:

sifujack demiş ki:

stratejj

çok güzel açıklamışsınız ben de teşekkür ederim,
peki posta yoluyla gelecek herhangi bir malın değeri belirlenen sınırın üstündeyse gümrükten geçemez geri gönderilir gibi birşey duydum,bu sınır değeri kaç avro ya da dolar?,bu sınırın üstündeki malı getirmenin yolu nedir ,alıcı kişinin yanında getirmesi mi?

birde 150 avro sınırıyla ilgili, fiyat dolar olarak yazıldıysa 150 avronun dolar olarak karşılığı nasıl hesaplanıyor(bir kaç yol duyduğum için hangisi doğru bilmiyorum)

biraz daha ayrıntılandıralım öyleyse. Posta yoluyla gelen eşya için 150 avroya kadar vergi muafiyeti tanınır ve herhangi bir vergi tahakkuk ettirilmez. buradaki hesaplama Posta Müdürlüklerinde bulununan ve eşyayı/koliyi/paketi açan Gümrük muayene memurunun insiyatifinde olup özel bir hesaplama yöntemi yoktur. Genellikle dolar avro paritesine göre o günün kurlarıyla kabataslak bir hesap yapılır. Buradaki hesaplamaya ya da 150 avro şartının çok sıkı uygulanmadığını belirtmek isterim. yani genellikle 150 avroyu çok fazla aşmayan eşya (15-20 avro kadar) ilgili memur tölerans tanır ve vergi tahakkuk ettirmez. yani kısaca oradaki memurun ufak da olsa insiyatif kullanmasına izin veriliyor.

150 avro - 1500 avro arasında kıymeti olan posta eşyaları için ise AB'den gelenler için %18, Diğer Ülkelerden gelenler için ise %20 vergi alınarak eşya sahibine teslim ediliyor.

1500 avro ve üstü için ise bu eşyanın gümrükten çekilebilmesi için Gümrük Beyannamesi doldurulması zorunluluğu var. Yani herhangi bir şirket ithalat yaptığında eşyasını Gümrükten nasıl çekiyorsa bu durumda sizin de bu şekilde işlem yapmanız gerekmekte.

Dolayısıyla her ne şekilde olursa olsun Türkiye'ye posta yoluyla gelen bir eşyanın geldiği yere gönderilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Sadece kıymet arttıkça şartlar değişiyor.

Tabi bu söylediklerimin hepsi posta yoluyla gelen ve aynı zamanda Ticari Mahiyet arz etmeyen eşya için geçerli. Yani Siz Çinden 15 adet saat sipariş ederseniz bunların toplam bedeli 150 avronun altında kalsa bile memur "bu ticari nitelikte bir işlemdir" der ve gümrük beyannamesi düzenlettirip vergisini almadan eşyayı bırakmaz.

ticari mahyet kaç adet ürün getirildiğinde ortaya çıkar derseniz: yine bu konu da memurun takdirine bağlıdır.

verdiğiniz bilgiler ve şu şöyle olsa bu böyle olsa demeyip olanları anlattığınız ve türkçeyi çok düzgün kullandığınız için teşekür ederim .

watcher üstad; başlık biraz amacından saptı, kusura bakmayın. Dilerseniz sorualrı ve verdiğim cevapları Gümrük Mevzuatıyla ilgili bir başlığa taşıyın.

GAREZ;
1- dolar ingilizce de dollar diye çift "l" ile yazılır. dolayısıyla o da Türkçeleştirilmiştir.

2- europa nasıl avrupa diye Türkçeleştirilmiş ise euro da aynı mantıkla avro şeklinde çevirilmiştir.

3- eğer ülkelerdeki gümrük mevzuatı olmazsa sen de, bankacı da, saatçi de, bakkal Hüseyin amca da, buğday üreten çiftçi de aç kalır.

Neyse. Sonuç olarak bu gümrük uygulamalarının temel sebebi avrupa birliğine girmeden gümrük birliği anlaşmasına imza atmış olmamızdan ve maalesef hükümetlerimizin halkı yolunacak kaz olarak görmesinden kaynaklanıyor. Avrupadan gelen ürünler için ödenecek verginin daha az olmasının başlıca sebeplerinden birisi de budur. Alacaksan benden al mantığıdır.
Gerçekten de saatlerin ve diğer eşyaların gümrük mevzuatları konusunda ayrı bir başlık açarsak daha güzel olur gibi geldi bana.

Ahahahahaha
Gerçekten çok başarılıymış. Demek bizim Valjoux, watcher ya da teng i koysak gümrüğe kan kusturacak özel yapım saat sokmaya çalışanlara. Hatta gümrük ihalelerine bile girerler kendilerine kapatmak için saatleri

İyi fikir

Stratejjj bilgiler için çok teşekkür ederim.

Gümrük kısmı cok acikalayici olmus. Tesekkurler Stratejjj


Watcher; Yurtdisindan saat alan yada baska urunler alan arkadaslar dusunuldugunde ilgili mesajlari sabit olarak atasan nasil olur? Gümrük mevzuati adi altinda.

cemele demiş ki:

Gümrük kısmı cok acikalayici olmus. Tesekkurler Stratejjj


Watcher; Yurtdisindan saat alan yada baska urunler alan arkadaslar dusunuldugunde ilgili mesajlari sabit olarak atasan nasil olur? Gümrük mevzuati adi altinda.

Çok haklısın kardeşim, bunu ya yönetici arkadaşlardan biri organize eder ya da ben dönünce hallederim

Aslında bu sorunun yanıtı tümüyle saatin pazarına bağlı. Saat belirli alıcılar için çok sınırlı sayıda üretilecekse sorun yok. Ben de kolumda "Türk Malı" yazan saatle dolaşmayı isterim. Ekonomide artık "hepsini biz yapalım" çağı geçti (en azından stratejik önemi olmayan ürünlerde). Dolayısı ile saatin içinde yabancı üretimi parçaların olması doğal. Bilmiyorum 100% japon üretimi parçalarla olsa bile üzerine "Türk Malı" yazarsanız bir sorun çıkar mı? Bu "Assembled in xx" yazısı genelde markayı korumak için uydurulmuş bir terim. Örneğin bazı ürünlerde "Assembled in Mexico with parts manufactured in USA" ya da "Assembled in USA with parts manufactured in Mexico". Neresinden bakarsanız bakın bu yazı içindeki "ABD" notu ile markanın saygınlığını korumaya çalışıyor.

Ama toplu pazar içinse, bir saat üretip üzerine "Türk Malı" yazmak parasal açıdan mantıklı değil. Pazarın Japonlar ve (ne yazık ki) işviçrelilerce kapatıldığı, Almanların bile inandırıcı olmakta zorlandığı bir pazarda bu ürün hepimizin bildiği gibi satmaz. Saatler (ve genelde lüks ürünler) bilindiği gibi yapıldıkları ülkelerle sıkıca özdeştirilen ürünler. Bir Avrupa ülkesinde çok tanınmış satışyerlerinden birisi Hint üreticisi Titan satmaya kalktı. Pahalı ve elmaslı, kötü de gözükmeyen saatler. Ancak işin içine Hindistan girince satılmadı, kaldırdılar. Oturmuş markalarda bile bazen kuşku yaratabiliyor. Hint kuruluşu Tata Jaguar'ı satın alma aşamasındayken ABD'deki dağıtımcılar birleşip İngiltere'deki anabirime "Hint kuruluşuna satmayın" dediler. Sonuçta yine Jaguar'ı Hint kuruluşu aldı ama sanırım oturmuş marka olduğu için de birşey olmadı.

Saat alanı girmesi çok zor, doymuş değil taşmakta olan bir pazar. Ya çok üzel bir ürününüz olacak (örneğin quartz gibi yeni bir teknik uygulayım) ya da Swatch gibi kimsenin düşünmediği yeni bir pazar dilimi yaratmak. Yenilikçi olmadan parayı basıp, pahalı saatler üretip reklam falan satabilirsiniz ama büyük olasılıkla yaptığınız harcamanın çok küçük bir bölümünü geri alabilirsiniz. Biraz bir sektörde para kazanıp sonra uğraş olarak lüks araba üretip para harcayan milyonerlerin durumuna benzer.

...gibi geliyor bana!

Saygılar.