Anılara devam- 8..

Bu gün yine eskilere dönelim ve saatçiliğe başladığım çıraklık günlerinden bir anıyla devam edelim.

Bir gün dükkandan içeriye çok şık bir kadın ve bir erkek girdi. Kadın kolundan küçücük, yuvarlak,deri kordonlu bir saat çıkardı."Bu saat çalışmıyor, bir bakıverin" dedi.

Ustam ilk defa bu müşterileri görünce ayağa kalkmıştı. Çünkü bizim saatçinin müşteri profili genellikle kendi halinde orta karar insanlardı.Ben de çocuk aklımla bunların önemli şahıslar olabileceklerini düşündüm.

Müşteriler gittikten sonra ustam saati çok dikkatle açtı.İçine bakıp beni çağırdı."Gel oğlum, böyle bir saati zor görürsün " dedi.Gerçekten de o ufacık saatin içini fark edebilmek bile zordu ama altın rengi mekanizması,kırmızı yakutları görülmeye değerdi.Benim de hoşuma gittiğini görünce "Bu saat bir Movado,bizim buralarda böyle bir saat kolay kolay görülmez.Bu saatin direği kırık.Ben direği takmasına takarım ama buna ayar tutturamam,ayar tuttursam bile müşteri beğenmez.Yarın bize yol göründü,bunun servisine gideceğiz"dedi.

Ustamın yıllar sonra farkına vardığım bu yönünü çok takdir etmişimdir.Hiç bir zaman iddialı bir tamirci değildi.Yapamayacağını baştan söyler,yapacağını söylediği iş için ise sabahlara kadar uğraşırdı."El elden üstündür" derdi.

Usta kapağını kapattıktan sonra saatin yüzüne de baktım,gerçekten çok çok güzeldi.İçinde sedefli,yanar döner,küçücük rakamsız kadranı çok zarifti.Zarfı da altın kaplamaydı,pırıl pırıl parlıyordu.Siyah deri kordonu da tertemizdi.

Usta saatin başına bir hal gelmesin diye Movado’yu çekmecesine bir bez parçasına sararak sakladı.

Ertesi gün yan komşunun 1952 model Chevrolet'i ile Şişli istikametine yola çıktık.Yer olarak şimdi neresidir, tam olarak emin değilim ama gazeteci Hrant Dink'in vurulduğu yere yakın bir servise gittik.İçeride bir danışma masası ve camlı bankolar vardı.Çalışanlar büyük bir dikkatle ellerindeki işlere yoğunlaşmışlardı.Lupları bizim ustanın kullandığı gibi lastikli değil,gözlükleri üzerine maşa ile tutturulmuştu ve bazılarının rengi bizim kullandıklarımız gibi siyah değil, koyu kırmızıydı.

Ustam danışma masasına yaklaşarak kendisinin de saatçi olduğunu,bu saatin saygın bir müşterisine ait olması dolayısıyla itinayla ve çabucak onarılmasının gerektiğini söyledi.Saati teslim etti ve birkaç gün sonra teslim almak üzere bir makbuz aldı.

Birkaç gün sonra tekrar 1952 Chevrolet’e kurulup servise gittik.Bizim Movado olmuştu.Ustam saati açtırarak kontrol etti.Kulağına tutarak dinledi ve güzel çalıştığından emin olduktan sonra servis ücretini ödeyerek saati teslim aldı.Servisten saate bir de karton kutu vermişlerdi.Yeniden Chevrolet’e binip güzel bir gezintiyle dükkana döndük.

Ustam çok dürüst bir insandı.Müşteriler almaya gelene kadar Movado’yu cebinden bile çıkarmadı.Ertesi gün şık bayan ve eşi geldiği zaman da servis ücreti ile Chevrolet’e koyduğu benzin parasından başka para almadı.Saati serviste yaptırdığını da gizlemedi.Hatta servis makbuzunu bile kadına verdi.

Bu saat çok hoşuma gitmişti.Yıllar sonra 1988 yada 90 yıllarında benim de elime bu saatin aynısı geçti.Şu anda yanımda değil.İlerleyen günlerde resmini de ekleyeceğim.

Herkese selamlar...

Cok hos bir ani.
Ozellikle oyle anisi olan bir saatin aynisini bulmak.
Ben de babamin seiko krono 6139 saatin aynisindan birkac tane aldim.

Teşekkürler, ilgiyle takip ediyoruz

anılar güzel, anlatım güzel. teşekürler..
geçen biryerlerde okumuştum nerde okuduğumu hatırlayamadım orada 'anılar yaşlıların bastonudur' yazıyordu.. çok hoşuma gitti paylaşmak istedim:)

NOT: sayın m.ali sade size yaşlı demek istemedim.. yazdığım yazıyı okuyunca yanlış anlaşılabilir düşüncesiyle notu ekledim. saygılar

Saati çok merak ettim. Ustayı da ayrıca takdir etmemek mümkün değil.

Alıntı :

'anılar yaşlıların bastonudur'

Öncelikle bu sözü çok beğendim.Gerçekten öyle.İnsan özellikle 50 li yaşlara gelince eskinin kıymetini daha iyi anlıyor ve adeta anılarıyla yaşıyor.

Alıntı :

sayın m.ali sade size yaşlı demek istemedim.. yazdığım yazıyı okuyunca yanlış anlaşılabilir düşüncesiyle notu ekledim. saygılar

Kesinlikle yanlış anlamadım.Zaten de biraz yaşlıyım artık.Otobüslerde gençler "amca gel otur" deyip yer verdiğine göre.

Alıntı :

Saati çok merak ettim. Ustayı da ayrıca takdir etmemek mümkün değil.

Saatin resmini bu gün yarın çekip ekleyeceğim.Fırsat bulamadım.

Herkese selamlar...

Tesekkurler, M.Ali bey.

M.Ali bey,
her gun ilk olarak bu bolume baktim acaba M.Ali bey bir sey yazdimi diye. 10 gundur bekliyoruz. Hayirdir bir aksilik yoktur insallah.

Şu aralar çok yoğunum.İlk fırsatta yazacağım.Merak etmeyin, aklımda ama zamanım hiç yok.

İşte bu mesajda sözü geçen o "meşhur" Movado'nun kendisi.

Resmi çok alel acele çektim,çok net olmadı.Bir de boyut olarak şimdiki bayan saatlerine göre çok çok küçük olduğundan resimleyebilmek oldukça zor.

İlerleyen günlerde makinesiyle beraber daha net resimlerini ve benim elime geçişinin ilginç öyküsünü yükleyeceğim.

Herkese selamlar...

Merhaba ben de saatlere gönül vermiş biriyim. Buradaki anılarınızı gerçekten hayranlıkla okuyorum ve yenilerini merakla bekliyorum. Türkiyede daha önce yazılmamış, tutkulu, ama imkansız bir aşk hikayesi üzerinden saatlerin ruhunu anlatan bir roman yazacağım. Saatler hakkında uzun zamandır çalışmalar yapıyorum. Acaba buradaki anılarınızdan da faydalanabilir miyim? Epigraflar bölümüne de adınızı eklemeyi düşünüyorum eğer izin alabilirsem sizden.

Kelebek 888 arkadaşım aramıza hoş geldin.

Bu aralar çok yoğunum,aslında buraya ekleyeceğim çok anım var.İlerleyen zamanda inşallah.

Buradaki anılarımdan da tabii ki faydalanabilirsin.

Yardım edebileceğim başka konular da olursa özel mesaj atabilirsin.

Herkese selamlar...