Türk Saatforumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Saat Forumu-www.turksaatforumu.com - Saatlerin Hyde park'ı-Saat Sohbeti
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Mekanik saate dair (sarkaç)

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
ooomegaa

ooomegaa


Mesaj Sayısı : 395
Kayıt tarihi : 26/07/09

Mekanik saate dair (sarkaç) Empty
MesajKonu: Mekanik saate dair (sarkaç)   Mekanik saate dair (sarkaç) Icon_minipostedSalı 2 Şub. - 14:26

Mekanik saatler için bulunan mekanizma, ağırlığın asılı olduğu ipi ya da zinciri kısa aralıklarla tutan ve bırakan bir vargel düzenidir ve tüm modern saatlerin de ortak özelliğidir. Böylece, kısa aralıklarla duran ve inen bir ağırlık, saat mekanizmasını günün uzunluğuna ya da kısalığına bağlı olmaktan kurtarıyordu.

Bu mekanizmanın en eski türü "kamalı" olarak biliniyor. Ucuna ağırlık bağlı iki yanından atlamalı olarak tırnaklarla donatılmış bir metal çubuk ve yatay olarak gidip gelen bir milden oluşan mekanizmada, her gidişte bir tırnak salıveren bir düzen oluşturulmuş ve milin ivmesi de dış ucuna takılmış bir ağırlıkla kontrol edilmiş. Ağırlık uzağa çekilince salınım hızlanıyor, yaklaştırılınca da yavaşlıyor. Böylece, başlangıçta dakikaların ve daha sonra da saniyelerin belirlenmesi mümkün olmuştur.
Mekanik saatlerin içinde en ünlülerinden olan Giovanni di Dondi’nin tasarımı, ağırlıkla işleyen mekanizmaya bağlı sarkaç ve sekteli rakkas dişlisinden oluşuyordu ve saatte kadran bulunmuyordu.

Gündüz saatlerinin gece saatlerine uymayan saat sistemi, 14. yüzyılda mekanik saatlerin yapılmasına kadar devam etmiştir. Günü eşit saatler halinde bölen ilk saat, Milan’daki Saint Gottard kilisesi saatidir. Yüzyılın ortasına doğru büyük Avrupa şehirlerinin kulelerinde mekanik saatler görülmeye başlanmış ve gittikçe yayılmıştır. Vargel düzeniyle çalışan bu saatler 300 yıl boyunca devam etmiştir.

1500’lerde Nürnberg’de Peter Heinlein’ın zembereği bulmasıyla, büyük ağırlıklar kalkarak taşınabilir küçük saatler olanaklı kılınmıştır. İlk saatlerde kadran, akrep ve yelkovan bulunmuyordu. Okuma yazma oranının düşük olması, saatlere insanların bakıp anlayacağı yazılar koymak yerine çan sesleri konmasını gerektiriyordu. Süreyi görsel olarak göstermek için saatlere kadranı ilk olarak kullanan ve 1344’te 24 dilimlik saati yapan Dondi’dir.

Saat gelişiminde atılan başka bir büyük adım da sarkacın bulunmasıdır. Kilisede papazı dinlerken kürsünün üzerinde sallanan lambanın salınım zamanının sabit olduğunu farkeden Galileo, sarkacın salınım periyodunun, ağırlığına ya da genişliğine değil, uzunluğuna bağlı olduğunu bulmuştur. Galileo, ölümüne yakın, sarkaçla çalışan bir saat tasarlasa da bunu gerçekleştirememiştir. İlk çalışan sarkaçlı saati 1656’da, Galileo’nun ölümünden 14 yıl sonra, Alman astronom Christian Huygens yapmıştır. Huygens’in saati önceleri günde bir dakikadan az hata veriyordu. İlk olarak sağlanan bu hassaslığı, Huygens çalışmalarıyla hatayı günde 10 saniyeye düşürerek, artırmıştır.

Sarkacın bulunmasıyla ilk defa olarak saatlere dakika ve saniye kolları eklenmiştir.1670’lerin ortalarında Huygens’in balans yayını geliştirmesi taşınabilir saatlerin gerçek bir cep saati haline getirilebilmesini sağlamıştır. Yay mekanizmasının bulunması, zamanın hem karada hem de denizde aynı doğrulukta ölçülebilmesini sağlamıştır. Balans yayının geliştirilmesi ile gittikçe küçülen saatler cepte ya da kolda taşınabilmeye başlamış, ilk ucuz cep saatleri ABD’de üretilmiş, kol saatleri ise 1890’larda ortaya çıkmıştır. Başlangıçta sadece kadınların kullandığı kol saatleri I. Dünya Savaşı sırasında erkekler arasında da yaygınlaşmıştır.

Zamanı karada ve denizde aynı olarak ölçebilen bu yeni saatlerle zaman birimlerinin hassaslığı sorgulanmaya başlanmıştır. Bir saniyenin uzunluğu neydi? Basit bir hesapla saniye dakikanın 1/60’ı, dakika saatin 1/60’ı ve saat te günün 24’te biri olduğu için bir saniye ortalama güneş gününün 86 400’de biri olarak ortaya çıkar. 1820’de zaman aralıkları bu hesaba göre standardize edilmiştir.(Vikipedi, özgür ansiklopedi)

Galîleo aynı zamanda şu gerçeği de ortaya çıkardı: Bir sarkacın bir gidiş gelişi için gerekli olan sure, sarkaç İpinin uzunluğuyla orantılıdır, ipin ucuna bağlı ağırlıkla sarkacın sallanış süresi arasında hiçbir ilinti yoktur, ör­neğin ipi 25 cm. uzunlukta bir sarkacın bir gidip gelişi için gerekli süre 1 saniyedir. Londra’da “Big Ben” adın­daki ünlü saatin sarkacı 4 m. uzunluktadır. Sarkacın bir ileri-geri salınımı için geçen süre ise 4 saniyedir.(BilimveTeknoloji.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
asiruh2009

asiruh2009


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 04/07/09
Nerden : İZMİR

Mekanik saate dair (sarkaç) Empty
MesajKonu: Geri: Mekanik saate dair (sarkaç)   Mekanik saate dair (sarkaç) Icon_minipostedSalı 2 Şub. - 23:52

çok güzel...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
palandoken




Mesaj Sayısı : 27
Kayıt tarihi : 26/01/12

Mekanik saate dair (sarkaç) Empty
MesajKonu: Geri: Mekanik saate dair (sarkaç)   Mekanik saate dair (sarkaç) Icon_minipostedPerş. 26 Ocak - 3:39

Teşekkürler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mekanik saate dair (sarkaç)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türk Saatforumu :: GENEL SAAT FORUMLARI-KOLEKSİYON-BİLGİ :: Mekanik Saatler - Mekanizmalar ve Teknik Bilgiler-
Buraya geçin: