Yıl 2040 - Bir saat koleksiyonu

2000 yilinda dogmusum, yani millenium cocugu dediklerindenim.
icinde bulundugumuz 2040 yilinda 40 yasima girdim.
Gecen ay babami kaybettim.
Babam tum hayatini is yasamina adamisti ve tek hobisi mekanik saatlerdi, bunu zaman zaman yaptigimiz aile toplantilarinda soylerdi ve gizli bir goz kirpmasiyla olumu halinde bana cok ilginc ve hos bir surpriz hazirladigini soylerdi.
Hastanede son nefesini verdiginde yaninda degildim, gec kalmistim, annem beni hastanede karsilayip babamin son nefesini verdigini anlatirken elime de bana verilmek uzere anneme biraktigi zarfi tutusturdu.
Icinde bir mektup, bir banka adresi ve bir anahtar vardi.
mektup bana babam tarafindan yazilmisti.
Babam tum hayati boyunca kazandigi paralarin onemli bir bolumunu bana birakmak uzere saatlere yatirmis, mektubunda bunlari bir banka kasasina sakladigini ve anahtar ile kasayi acabilecegimi ve bana hep bahsettigi hos surprizin bu oldugunu yazmisti.
Cenaze toreninden birkac gun sonra buyuk bir heyecanla bankaya kostum, alindiklarindan beri kasada duran saatleri icinde bulunduklari kutularla teslim aldim.
Babam her bir saatin kutusu icine alis faturalarini, imal eden marka ile ilgili bilgileri iceren belgeler de eklemisti.
Evde bunlari teker teker incelemeye basladim.
saatlerin hepsi, 2030 yilinda dagilan Avrupa Birligi parasi olan ve su anda tedavulden kalkmis olan euro ile alinmisti.
Rakamlar 50 bin eurodan 600-700 bin euroya kadar degisiklikler gosteriyordu.
Kisa bir hesaplama ile bunlarin kendi donemlerinde bir iscinin 4 yil ile 50 yillik maasi degerinde oldugunu hayretle gordum.
Belgelere baktigimda bu antika denebilecek saatlerin 2 binli yillarda inanilmaz derecede ilgi ceken saatler oldugunun farkina vardim.
Ama bir sorun vardi.
Saatlerin uzerinde yazan markalarin cok buyuk bir bolumunu hic duymamistim, Richard Mille, Parmigiani Fleurier vs vs
Yine bir baska sorun da babamin 250 bin euro vererek aldigi saatin aynisini gecenlerde is aramak icin gittigim ama kacak isci olarak yakalanip sinirdisi edildigim cinde sokak pazarlarinda satilan saatin esi olmasiydi.
Bir diger sorun da saatlerin buyuk bolumu calismiyordu. babam biraktigi notta saatlerin bakima girmesi gerektigini yazmisti.
Pariste yasamama ragmen AB'nin dagilmasi surecinde patlayan fakirlik ve issizlik tum buyuk saatci magazalarinin kapanmasina yol acmisti, varolan birkac magaza da cok buyuk saat markalarinin kendi saatlerini sattiklari magazalardi.
Caresiz saatlerimi alip bu magazalarin satis sonrasi servislerine gittim.
Hepsi saatlere akvaryum gerisinden insanlara bakan balik edasiyla saatlerime bir goz atiyor, eviriyor ceviriyor ve bu saatle ilgili hicbirsey yapamayacaklarini ve tanimadiklarini soyluyordu.
Hicbiryerde saatlerimi calisir hale getirebilecek bir yer bulamiyordum, evime donerken ara sokaklardan gecerken, cok cok uzun zamandan beri kapali oldugunu bildigim bir saatci dukkaninin onune dustu yolum.
Iceride temizlik yapiliyor malzemeler kapidaki cop tenekesine atiliyordu.
kapida ise bir sandalyede oturan ve neredeyse mumya olmus yasli bir adam huzunlu gozlerle olan biteni izliyordu.
Ilgimi cekti, belki de saatlerimin getirdigi umutsuzluk icinde yanan bir bilincalti isigi ile ihtiyara selam verdim, ne olup bittigini sordum.
yasli adam eski bir saat tamircisi idi ve 30 yil once dukkanini kapatmisti. Gelisen saat endustrisi ve dev firmalar kurduklari satis ve servis aglari ile kucuk esnafi oldurmus ve issiz birakmisti. Daha sonra alim gucu dusen avrupa ulkelerinden tasinmis ve sermayeleri ile birlikte uzakdogu ulkelerinin eline gecmisti tum bu firmalar.
Dukkan bosaltilip yerine bir sandvic dukkani acilacakti.
Kendi hikayemi ihtiyara anlattigimda birden ilgiyle gozleri parladi ve saatlerimi gormek istedi.
Saatlerime bakarken aralarda dalarak bana hikayelerini anlatti.
O yillarda zenginligin de batida oldugu donemlerde bircok girisimci inanilmaz komplike saatler uretmislerdi.
Bunlar astronomik fiyatlara alicilar bulmustu ve her saat adet olarak cok az sayida uretilmis, her model tukendikce yeni mekanizmalar imal edilmisti.
Fakat bu markalarin hemen hepsi bilgilerini bir sonraki kusaga aktaramamisti, hersey gitgide daha karmasik oldukca bilgiyi elde etme suresi de uzamis bu da gerileyen ekonomik surecte bilgi kaybina yol acmis, kendini yenilemeyen bilgi de kaybolmustu. O surecte bu markalar bagimsiz kucuk esnafa da tenezzul etmemisler ve tutku sahibi tamircilerin bu saatler hakkinda bilgi edinmesini engelleyerek bilgiyi paylasmamislardi.
Bilgi kaybolmustu.
Yine bazi karmasik mekanizma turleri de onceleri cinliler tarafindan kopyalanmis daha sonra da patentleri satin alinarak tek uretici konumuna gecmislerdi, bu saatleri de cok yuksek adetlerde ureterek pazarda satilacak duzeydeki fiyatlara getirmislerdi.
Gecen sureclerde elimdeki pahali saatlerin bakimini yapabilecek insanlar olmusler ve firmalar iflas etmis veya kapanmislardi.
Ben ise elimde inanilmaz karmasik mekanizmalar iceren, para etmeyen ve calismayan saatlerimle kalakalmistim.
Babam tum hayati boyunca bu karmasik mekanizmali saatleri gunun birinde cok para eder dusuncesiyle satin alip bana miras birakmisti ama bu markalarin uyguladiklari bilgiyi saklama politikasini, daha sonra bu bilginin kaybolabilecegini ve bu saatlerin kendi karmasikligi yuzunden kullanilamaz hale gelebilecegini hic hesap etmemisti.


YIL 2010
Henuz bunlarin hicbiri olmadi.
Ama diyorum ki:
SIMPLE IS THE BEST

Çok çok güzel.Tebrik ediyorum.

Hepsi de olabilecek hatta olması muhtemel vak'alar.

.

Türksaat hazerfen i aralarda aradım ama göremedim. :(
şaka bir yana güzel bir hikaye, güzel bir anlatım, M.Ali Sade'ye rakip geliyor.

Turksaat hezarfen 200 yil sonra da tamir edilebilcek bir saattir
Turksaat hezarfen is simple, is the best

Kendim ettim kendim buldum dünyası,
Avrupalı üreticiler bizi yolunacak kaz gibi görmekten vazgeçmezlerse olacağı budur.

( M. Lacroix saatim geri kalmaya başlamıştı, cuma günü servisine götürdüm. 15 gün dediler ben de 5 dk lık ayar için bırakamam geri alayım deyince yani en fazla zaten hemen hallolur... dediler bıraktım. Servis ustası geldi rakette bir sorun olduğunu söyledi. Bakalım 150 dolarlık bir elloborated 2836 nın raket tamiri için kaç para isteyecekler ?? )

abi direk nişantaşı LPI ye gitseydin

oraya gittim zaten

Hikaye gerçekten korkutucu:)Ama ilerde de böyle bir olay olması şaşılacak bir şey değil gerçekten.

hikaye oldukça hüzünlü :(
demekki neymiş, kesinlikle bir yatırım aracı değilmiş.. ama yinede oğluma çok değerli ve özel bir saat bırakmak isterim..

gerceklesmesi muhtemel seyler...biraz dramatize edilmis hali sadece fakat sonuc itibariyle mantik dogru yurutulmus fakat hic olmazsa en azindan bir iki marka ayakta kalmaliydi o kadar da insafsiz olmamak lazim .

İyi tarafından bakın avrupa birliğine girmek gibi bir derdimiz kalmayacak

Markalar ayakta tabii ama merkezleri Çin'de