Aşağı yukarı bundan üçyüzelli yıl Önce de küçük bir çocuk birbirine eşit aralıklarla süregelen “şey”İ aramakla uğraşıyordu. Bu çocuğun adı Ga-lile idi. Hani şu hepimizin çok iyi tanıdığı Galile! Dünyanın güneşin çevresinde döndüğünü öne sürdüğü için papazların diri diri yakmak istedikleri GalttVydi.
Galüe’nin bu noktada hiçbir suçu yoktu. Güneşi dünyanın çevresinde döndürmek, Galİle’nin elinde değildi.
Galİle’nin çocukluk çağlan üzerinde çok ilginç bir hikâye anlatırlar: Küçükken, bir gün kiliseye gider. Tabii, o yaşta bir çocuk din konusundananlamadığı için küçük Galile, dinsel törenden çok çevresiyle İlgilenmeye başlar. Çok geçmeden, kalın ve uzun bir zincirle kilisenin kubbesine tutturulmuş büyük avize çocuğun İlgisini çeker. Derken, bu sırada, çok uzun boylu biri başıyla bu avizeye dokunur. Avize yavaş yavaş, ileri-gerİ sallanmaya başlar.
Küçük Galile, büyük bir ilgiyle avizenin sallanmasına bakmaya koyulur. Dikkat edince avizenin hep aynı süre İçinde ilerİ-geri gittiğini görür. Avizenin sallantısı gittikçe ağırlaşır, bu durumda ileri-geri gidişinin ağırlığı aynı kalır.
Bu olay, Galile’m'n kafasında iyice yer eder. Sonraları bu gördüklerini derinleştirmiştir. Sonunda, bütün rakkasların (bir ipe bağlı ağırlıkların) iplerin uzunluğu aynı olduğu sürece sallantılarını aynı olduğu süre içinde tamamladıklarını saptar. Bu nedenle ip uzun olduğu oranda sallantı da uzun sürüyor, İp kısa olduğu oranda bu kez sallantı daha kısa sürede bitiyordu. Dilerseniz siz de ayrı ayrı uzunluklarda birkaç rakkas yapabilir ve bunları; sözgelişi, karyolanın demirine bağlayabilirsiniz. Bunları sallarsanız, kısa ipli rakkaslardan daha sık sallandıklarını görürsünüz. Sonra aynı boyda iplere bağlı rakkasların da aynı aralıklarla sallandıklarını ayıredebilirsiniz. Bu duruma göre, soldan sağa ve sağdan sola olan sallantısı bir saniye sürecek olan rakkaslar da pekâlâ yapılabilir. Bunun için de ağırlığın bağlı bulunduğu ipin uzunluğu, aşağı yukarı bir metre kadar olmalıdır.
Galile, bütün bunları görüp inceledikten sonra çok eski çağlardan beri insanları uğraştıran bir bilmeceyi çözdüğünü anladı: Eski saatlerin yapılışında en büyük zorluk, aynı uzunluk-
ta süregelen bir hareketi bulmak sorunuydu. Suda, güneşte birçok sakıncalar yardı. İşle rakkas, bu sakıncalardan uzak bir şeydi. Galile hemen, rakkas üzerinde düşünmeye ve bunu saate uygulama olanağını aramaya başladı. Bu bulunduğu gün,saatlerin hareketini düzenlemek mümkün ola-bilicekti.
Bütün çabalarına karşılık, Galile, istediği saali yapmayı başaramadı. Bunu bir başka tanınmış bilgin, Hollandalı Christian Huygens yapacaktır.
Rakkasın İcadından sonra saatler, yavaş yavaş zamanı doğru olarak gösteren birer araç haline geldiler. Günler geçtikçe saatlerin makineleri ve araçları iyileşti. Buna bağlı olarak da saatler giderek herkesin kullanabileceği kadar ucuzladı.