Raketa marka eski bir saat...

Aşağıda resimlerini gördüğünüz saat 1988 yılında annem tarafından babama doğum günü hediyesi olarak alınmış. Böylece saat zevkimin ve tutkumun kimden geldiği belli oldu sanırım artık. Saatin markası görüldüğü üzere Raketa, sovyetler birliği döneminden kalma bir marka. Saat, kurmalı mekanizmaya sahip ve hala çalışıyor, ama dakikliğinin falan kalmadığına eminim. Saati annem saklamış ve geçenlerde bana verdi, babama kalsa çoktan kaybolurdu zaten Saati elime aldığımda inanılmaz sevdim, çok sade, zarif geldi bana. Benim Victorinox sadece 40 mm olmasına rağmen Raketa'yla kıyaslayınca feci kaba geldi. Yıllar içinde saat modasının nasıl değiştiğinin canlı bir örneği sanırım bu raketa. Saatin durumu görülebileceği gibi pek parlak değil, camında bir çatlak var, çelik kasa zaman içinde paslanmış ve kordonun da orjinal olduğunu sanmyorum. Kadranda da yavaş yavaş lekeler ortaya çıkmaya başlamış. Saati ayarlamaya çılıştığımda, tepe çok zor dönüyor, yağı bitmiş olabilir
Saat hakkında ya da içindeki mekanizması hakında bilgisi olan varsa lütfen paylaşsın, bu arada saati komple bir bakıma sokmak istiyorum fakat Bursa'da güvenilir ve işin ehli bir saat ustası tanımıyorum. Bursa'da böyle bir tamirci tanıyan varsa söylebilir mi, İstanbul'a gitmem çok zor...

Bu saat cok guzel, ozellikle kadrandaki cizgiler,
saatin makinesi zarar gormemistir, bir saatcinin yikama yaglama ve ayar yapmasi gerekiyor, caminin da degismesi gerek, bunlar kolay olanlari, gelelim zor olanina, kasa krom kaplama imis ve kaplamasi erimis, saatci biraz polish yaparak durumu biraz duzeltebilir ama tamamen yenileyemez,
bence, bu saatin bakimini yaptirip, yeni cam taktirip, kayisini da deri bir kayis takarak kenarda babadan hatira olarak saklaman gerek, ileride, 20-30 yil sonra senin icin inanilmaz seyler ifade edecektir.
Bu arada zaten yakinda yine guzel bir saatin daha olacak

Sabırsızlıkla bekliyorum mete abi

Bu arada önerilerin için teşekkür ederim, geriye sadece işin erbabı bir saat ustası bulmak kalıyor... Umarım vardır bu civarlarda böyle biri... Böyle saatleri görünce yanlış zamanda doğmuşum diyorum, eksiden gerçekten saatin estetiğine çok daha fazla özen gösteriliyormuş, saatlerde abartıya dair hiç bir şey yok... Herşey olması gerektiği gibi, maalesef günümüzde bu tür saatlerin sayısı giderek azalıyor..

bu saatin çok benzerinden bende de var.bendekinin Raketa yazısı ve made in ussr kiril harfleri ile. otomatik demişsiniz ama benim bildiğim kadari ile bu seri kurmalı. otomatikse de çok merak ettim. makinesini. kapağını açıp resmini koyarsanız minnettar olurum. 1980lerden önceki seriye ait.

Valla saati salladğımda çalışmaya başladı aslında bende ilk gördüğümde kurmalı zannetmiştim, açıkçası bende çok merak ediyorum içindeki mekanizmasını ama alet edavatım yok malesef, güvenilir bir saatçi bulmam lazım ama bursa'da öyle birini de tanımıyorum. Arka kapağını açtırabilirsem bir şekilde, ilk işim resimlerini çekip buraya yüklemek olucak...

kapakları kolay açılıyor. alete gerek yok dikkatlı bir şekilde çizmeden çakı ile de açılır. çizmemek için de buz dolabı jelatini ile kaplayın üzerini çakıyı jelatin üzerinden kullanın. çizme ihtimalini minimize etmiş olursunuz. ama öncesinde etrafındaki pas ve birikmiş kiri temizlemek şart ki kapağı açtığınızda içine kaçmasın. bu saatin kasası maalesef paslanmaz çelik değil sadece kapak paslanmaz. bir diş fırçasını ve bulursanız uçak benzini (saat parçalarını temizlemek için ideal sıvıdır, bulmazsanız da kurşunsuz benzin de iş görür) kullanarak kiri iyice temizleyin. kabasını alın tabiri caizse. metale işlemiş pas kalır zaten. onun üçün türkçe ismini bilmiyorum ama yeşil çeşit taş gibi bir madde var onunla temizliyorum ben eski saatlerimi Baküde. ordaki saatçilerden alıyordum.

Bu arada hemen düzeltmemi yapıyorum, bunu nasıl gözden kaçırdım bilmiyorum ama saat kurmalı imiş daha yeni anladım biraz kurcalayınca siz haklıymışsınız ostrich sallayınca çalışıyor ama hemen 5 saniye sonra duruyor.... elle kurmak lazım saati

raketa'nın otomatikleri çok çok nadirdir. 80lerde üretilmiş bir seri var. day-date hepsi. ve Slavalar ile aynı kalibreyi kullanyorlardı. Slava'nın otomatikleri o dönemde çok yaygındı. bende 4-5 tane otomatik slava var.

wayyy doktorcum bu isin bayagi uzmani, su eski sovyet saatleri var, kronolu, icinde roue a colonne olanlari, onlar icin baslik acip biraz bize bilgi versen diyorum, ayrica sende de var mi? Yoksa neden yok? Bulma sansin var mi?

abi roue a colonne'lu kronolar 1st Moscow Watch Factory (named after Kirov) tarafından üretilen saatlerde vardı sadece(Strela ve Poljot, kalibre olarak tam olarak hatırlamıyorum 3033tü galiba, tek öenmli özelliği bu saatleri 19taşlı olmalarıydı, çünkü aynı markaların 17 taşlı kronolu benzer modelleri de var) ve bildiğim kadarı ile 1960lara kadar üretilen saatlerde var roue a colonne. bulmak ise çok çok zor. sovietlerde kronolu kol saatleri pek tutulan saatler değildi maalesefki.

o zaman o saatlerden ikinci el bulunabilmeli galiba...
Bir de bize biraz rusyadaki bitpazarlarindan bahsetsen ve hatta resim filan varsa eklesen, ne dersin sevgili doktorcum?

2.elleri zaten çok zor bulunabiliyor. ben bir kere görmüştim Strela marka adam çok para istemişti çalışmayan bir saate. pazarlık da yapmak istemeyince almamıştım.
Moskovada bit pazarı esas Izmaylovo bolgesindekidir. en buyuk bit pazari antik eşya mağazaları oradadır. moskova metrosu çok kullanışlıdır, hemen pazara yakın yerde Izmaylovo metro istasyonu var. metro ile rahat ulaşılabilen bir yerde. satıcıların çoğusu da iyi kötü ingilizce konuşuyordur. bunun dışında şehrin butun merkezi yerlerinde antika mağazalar gorursunuz. Arbat caddesinde. Kızıl meydan çevresinde. butun bu antika eşya mağazalarında güzel saatleri çıkıyor. çok çok eski 17-18. asır cep saatleri. çok uçuk paralar istiyorlar. iyi pazarlık yapmak lazım. sizin saatten anlayan birisi olduğunuzu gorduklerinde, ve ısrarla bu saatin ederi bu değil budur dersen senin istediğin rakama yaklaşabiliyorlar. avrupadakileri bilmiyorum pazarlık nasil yapiliyor orda ama. en son gidişimde altın 14 ayar bir Longines gosterdiler bana. üzerinde muazzzam işlemeler vardı. kabartma işlemeler ve resimler yapılmıştı. 18.asra ait bir parçaydı. 1000euro istemişti. param olsa kaçırmazdım. çok iyi durumdaydı. çok çok iyi. bu izmaylovo'daki antika dukkanlardan birindeydi.

ufff...
1988 de gorbacov henuz basa gectiginde oralara gitmistim, birkac tane poljot filan aldim, gelince de biri haric hepsini ese dosta verdim, nasil olsa yine giderim diye dusunmustum, nereden bileceksin duvarlarin yikilacagini, hersey inanilmaz ucuzdu ama sorun cikista eger parani resmi kurdan bozdurmadiysan ve aldiklarinin faturasi yoksa hapsi boylayabilirdim, bu nedenle cokca da alisveris yapmaktan korkmustum, 100 dolari karaborsada , yanlis hatirlamiyorsam 300 rubleye (yoksa 700 muydu? hatirlayamadim) bozdurmustum, resmi kurda 10 kati eksigi idi.
Daha sonra bir daha gidemedim ama oradaki antikalar hele de saatler hep hayalimdedir...
Zaten normal devlet magazalarindaki normal satilan seyler bile avrupanin 1950 li yillarindaki seylerdi, teneke oyuncaklar filan, bir ispanyol gitarini hatirliyorum, 1 dolara geliyordu, yine kiev marka kocaman foto makinesi 5 dolar filan...

100 dolar cok buyuk paraydi, 10 gun boyunca parayi harcayacak yer bulamamis ve bitirmekte zorluk cekmistim, her gece 200-300 gram havyar, restolar, gece klubu, sirk, opera, hanima aldigim yakutlu altin yuzuk ve kupeler, aldigim 7-8 tane saat, astrakan kurk basliklar, verdigim bahsisler, muzeler, pazardan alinan kucuk yagliboya 15 kadar tablo, daha hatirlayamadigim baska seyler hepsi bu paranin icindeydi...
odessa, st petersburg(o zamanki adi leningrad idi) ve moskovayi gezmistim.

bir gun beraber gideriz tekrar gezeriz abi. Odessaya ben de sık giderdim bir ara öğrenciyken. Gemi ile çok zevkli oluyor istanbuldan. tabi gemi yolculuğunu seven insanlar için.
O zamanlar hakketen kara borsada bozdurulan 100dolar çok paraymış.
Vizon kurku şapkalardan bende de bir tane var. babadan kalma. çok severim.

Gercekten bir gun gemi ile gitmeyi cok isterim :ok3:

bende gemi yolculuğuna pek dayanamıyorum :siritiyom: ,yoksa gelmek isterdim. :sirtarma:

ilac almak lazim, ben de ilacla ancak gemiye binebiliyorum, yoksa mahvoluyorum, son tr seyahatimde gelirken oyle yaptim :hehehe: