Bir önceki forumda yayınladığım yazıyı burada da görmeyi arzu etmişti Sayın Ertay, tekrar yayınlıyorum;
Ben cep saati ender de olsa takıyorum, ama normalde yapılması gerektiği gibi yelek cebine değil de pantalon kemer askısına bağlı bir köstek ve saatin kendisine de cebime koymak suretiyle. Zira koleksiyonunu yaptığım saatlerin tamamı kuşak saatleri, bildiğiniz gibi kuşak saatleri, cep saatlerinden çok daha iri ve kalın oluyorlar, örneğin standart bir cep saati 45 mm iken bunlar 57-58 mm oluyorlar, çok daha kalın ve ağırlar dolayısıyla da yelek cebine takılmaları mümkün değil, ondan ötürü de kuşak içinde tutulduklarından kuşak saati olarak adlandırılmışlardır. Bunlardan daha büyük olanları 80-90 hatta 100 mm olanları ise faytoncu saati olarak geçiyor, eskiden fayton arabalarını süslermiş bu saatler. Cep saati piyasada bol miktarda mevcuttur, kuşak saati çok daha az ama yine bulunuyor, faytoncu saatleti ise gerçekten çok ender bulunuyor. Hele bir de bunların 8 günlük olanlarına denk gelirseniz hazineye kondunuz demektir.
Bu sırada resimdeki saatlerden Omega olanlar genelde 19 LBN ve 38.5LT1, Zenith'ler ise 19 NVSI Kalibre. Belki İzmir'de olmamdan ötürü, SCR, SCP saatlerden bulma imkanım oluyor. İzmir - Kasaba ( şimdiki adıyla Turgutlu ) demiryolu için üretilmiş olan bu saatlerin tarihçeleri de ilginç aslında, bu yazıların bir kısmı alıntı ve toplamadır, bu tür bilgiler benim çok hoşuma gittiği için paylaşmak istedim;
"Anadolu topraklarinda ilk demiryolu imtiyazini Ingilizler elde eder. Izmir bu dönemde Imparatorlugun en önemli limanlarindan biridir. Son derece verimli bir bölgenin pamuk, incir, tütün,üzüm, meyankökü, zimpara tasi vb. ürünleri için tek çikis noktasi olarak dis ticaret açisindan son derece elverisli konuma sahip bir kenttir Daha demiryolu yapimina baslanmadan önce, Izmir’de ithalat - ihracat isleriyle ugrasan 1061 Ingiliz tüccar vardir. 1838 Balta Limani Ticaret Antlasmasiyla Ingiltere, Osmanli devletini dis ticaret alaninda hemen bütünüyle dize getirir; ihracat yasaklari , tekel ve iç gümrükler kaldirilir, böylece Osmanli pazarina girmek ve oradan hammadde ithal edebilmek için hukuki bir engel kalmaz, tek bir engel disinda: ulasim.
Ulasimin develerle gerçeklestiriliyor olmasinin yarattigi pek çok olumsuzluk, Ingiliz tüccarlari baska bir yol aramaya yöneltir: demiryolu’na. Osmanli yöneticileri de ülkeye demiryolu yapimindan yanadir. Çünkü böylelikle, hem giderek artmakta olan iç karisikliklarin, demiryolunun saglayacagi hizli asker sevkiyati ile önlenebilecegini, hem de demiryolunun, ülkenin içinde bulundugu mali bunalimi hafifletebilecegini ummaktadirlar. Yapimi 10 yil süren Izmir Aydin demiryolu 1866 yilinda ulasima açilir. Beklendigi gibi, demiryolunun geçtigi bölgelerden toplanan tarimsal vergilerde ve Izmir gümrüklerinin gelirinde büyük artislar yasanir."
Izmir-Kasaba ve Izmir - Aydın demiryollarına ait çok kısa bir bilgi daha; Saatlerin arkalarında veya kadranlarında görebileceğiniz bazı ifadelerin anlamları:
SCP = Önceleri "Smyrna Cassaba Railway" olarak 1866'da hizmet vermeye başlayan şirket, 1893'de Fransızlara devredilir.
SCR= "Chemins de fer Smyrne Cassaba et Prolongements" olarak adlandırılmaya başlanır. İleriki dönemlerinde ise 1934 yılında şirket TCDD'ye satılır.
ORC = Ottoman Railway from Smyrne to Aydin
Kuşak saati, faytoncu saati veya benzeri büyük boy saati olan arkadaşlar da resimlerini yayınlarlarsa çok sevinirim.