Merhaba arkadaşlar,
Bu bölümde, sizlerle, epey zamandır aklımda olan bir konuyu paylaşmak istedim. Biliyorsunuz bizler saatlere gönül vermiş insanlar olarak, böyle seviyeli ve dostane bir ortamda biraraya gelmişiz ve bir zevki paylaşıyoruz. Fikirlerimizi, hobilerimizi, bilgilerimizi ve yönlendirmelerimizi ortaya koyarak, saatseverler olarak hepimizin, belirli bir bilinç düzeyine gelmemizi sağlıyoruz. Peki hiç şunu düşündünüz mü, hasbelkader ucundan bucağından bir şekilde bu zevkleri yakalamış olan bizlerin dışında, ne kadar insan bu estetik değerlerin farkında? Sözgelimi, kurmalı, otomatik yada pilli balanslı mekanik saatleri, cep saatlerini, anahtarlısını, remontuarını, motifli kadranlısını, diskli saniyelisini kaç kişi biliyor? İnsanlar artık saatleri 2030 makineli, su geçirince işi biten, bobin kesen, kapağı açılınca, yemyeşil entegresiyle sizi soğuk bir şekilde " kapat kapat" diye karşılayan sevimsiz elektronikler olarak biliyorlar. Hurdacıdan geçen senelerde aldığım bir Cortebert'i götürdüğüm saatçi, kapağını açıp da hala çalıştığını görünce, " Yazık bak şuna hala nasıl çalışıyor garip " dediğinde, bu sevgiyi içimde taşımakla bir kez daha gurur duydum.
İnsanların, temizlenmiş, yağlanmış bir saat makinesinin sağlıklı tik tak sesini duyması gerektiğini, yatarken kolunuzdan çıkardığınız saatin sesiyle bütün odanın çınlaması gerektiğini, saatlerin içine, kadranına, kayışına ve bakımına gösterilen titizliğin, insanın hareketlerine ve ilişkilerine de yansıması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle yeni neslin, bu değerleri öğrenip, farkındalık geliştirmeleri için, kendi adıma, çalıştığım okulda , ara sıra , koleksiyonumu , öğrencilerin önüne getirip, onlarda bu sevginin yeşermesine gayret ediyorum. Tarihi eşyalarımız konulu bir stand kurulduğu gün, derse girerek , orada bulunan altın bir cep saati hakkında uzun uzun konuştuğumu ve öğrencilerin de vay be diyerek dinlediğini hatırlıyorum.
İşte bu düşüncelerle, bazen ortak tamirat yaptığımız saatçi bir dostumuza, bu tip saatlerin sergilenip hatta satılabileceği bir mekan önerisi getirdim. Öyle ya, insanların bu saatleri almak için ya da en azından rastlayıp inceleyebilmek için bir yere ihtiyaçları var. Bakacaklar, bu saatlerin ölmediğini görecekler, bu saatlerle ilgili anılarını anlatacaklar. Belki heveslenip edinecekler. Nasıl güzel fikir değil mi?..... Değilmiş, çünki tutmadı. Haliyle maliyet- fayda, hesabı aleyhimize işledi. Samsun'da bir tane bile, mekanik ve kurmalı vintage tarzı saat satan bir yer yada bunların hobi metaı olarak bulunduğu bir mekan yok. Başka yerlerde de olduğunu zannetmiyorum. Yaklaşık 27-28 tane ili gezdim, yaşadım, bulundum. Kıbrıs dahil böyle bir yere rastlamadım malesef. Sizlerin fikirlerinizi bekliyorum. Bu sevgiyi, insanlara nasıl tanıtabilir ve nasıl yayabiliriz? Bu saatleri, bizim gibi zevk sahibi insanların haricinde, çöpçülerin ve bozuk sıradan bir AS1130' u Abdülhamit'ten kalma bir antika gibi satmaya çalışan, fırsatçı çakalların elinden nasıl kurtarabiliriz? Ne diyorsunuz?