Zenith El Primero'nun ilginç ve gerçek hikayesi

Arkadaslar size bir gercek hikaye anlatayim,

Quartz krizinde isvicredeki bircok firma gibi zenith markasi da batar, Iflas avukatlari gelir markayi ve sirketi tum malvarliklariyla satmaya calisir fakat alici cikmaz bu is epeyce uzar, bu arada fabrikanin ustabasini da fabrikaya bekci olarak dikerler.
Zenith'in bir marka degeri, icinde el-primero makinesinin yaklasik bin adetlik biraraya getirilecek parcalari ve yine el-primero icin ozel uretilmis uretim makineleri vardir ve bir alici bina icin burayi alir.
Ustabasi yeni sahiplere fabrikayi gezdirirken alicilar binanin bosaltilmasini ve icerideki uretim makinelerini ve makine el-primero parcalarini ustabasinin hurdaya atmasini ister ve gider.
Ustabasi tum hayatini gecirdigi makineleri atmaya kiyamaz, bunlari tavanarasina tasir ustlerini orterek saklar.

Rolex chronolu bir yeni model uretmek icin kollari sivar, bu model bugun bildigimiz daytonadir. Bu modeline bir makine aramaya baslar. Sartlari arasinda cok guvenilir ve saglam olmasi, estetik olarak guzel olmasi, herturlu ince ayara uygun olmasi ve benzeri ozellikler vardir. Zenith'in el primero makinesini dusunurler.
Zenith'in yeni sahipleriyle bulusurlar ve isteklerini soylerler, ilk etapta bin adet makine ve daha sonrasi icin kontrat yapmak isterler. yeni sahipleri saclarini baslarini yolarken ustabasi yaklasir ve gozunde yaslarla herseyin tavan arasinda durdugunu soyler ve akabinde kontrat imzalanir, uretim makinelerini kullanmayi bilen de sadece o ustabasi kalmistir. Yine uretilmis parcalari biraraya getirecek ekibi usta eski iscileri teker teker arayip bularak ve gece gunduz calisarak ilk partiyi zamaninda yetistirirler ve son zamana kadar yok satan rolex daytona modelinin icindeki el primero makineleri yeniden hayat bulur ve zenith kullerinden yeniden dogar.
Ustabasi yanilmiyorsam iki yil once emekli oldu.

vay be efsane gibi güzel bir hikaye

bizim kusak galiba bir nevi Ustalara Saygi Kusagidir )))

ustalara herzaman saygılar el emeği varmı ötesi...

öyle bir ustaya çırak olmak varmış. :aglamak: Burda bir ustaya bana saat tamir
etmeyi, öğretirmisin? dedim, olur ama 1500 liranı alırım dedi.
''tamam usta diyelimki mekaniğini öğrettin, ustalığın ve saatin ruhunu
kaç paraya öğreteceksin'' diye sorunca o neki? dedi. Buda usta ve
mesleğini sorunca saatciyim diyor.
ve ben birgün saat tamir etmeyi öğreneceğim.

o usta değil ustalar ancak kendilerine gerçeketen öğrenci olanlara mesleğini onlara bırakacaklara öğretir.senin dediğin şahsiyet malesef sanattan anlamayan ruhtan bi haber iş güzarın tekiymiş....

beyoglunda istiklal caddesinin girisi gibi fransız konsoloslugunu gecince zenith saat satan bir magaza vardı seneler once nasıl bakardım vitrine dakikalarca kasap vitrinine bakan kedi gibi
ama birturlu zenith sahibi olamadık ne yazık kı

bir saat ustasıyla tanışmak güzel bişey olurdu.

ayrıca tam iflas edecek yerde yılmadan çaba gösterip ayakta durmayı başaranlar her zaman takdirimi ve ilgimi çekmişlerdir.

ooomegaa demiş ki:

öyle bir ustaya çırak olmak varmış. :aglamak: Burda bir ustaya bana saat tamir
etmeyi, öğretirmisin? dedim, olur ama 1500 liranı alırım dedi.
''tamam usta diyelimki mekaniğini öğrettin, ustalığın ve saatin ruhunu
kaç paraya öğreteceksin'' diye sorunca o neki? dedi. Buda usta ve
mesleğini sorunca saatciyim diyor.
ve ben birgün saat tamir etmeyi öğreneceğim.

mükemmel bir cevap.
Bir de usta(!) neden bahsettiğini anlasaymış...