Arkadaslar,
Santralatölye'den mektup var, tumuyle asagiya kopyaliyorum.
Ben cok cok ilginc buluyorum, mektup'u gonderen oranin yoneticisi ve ayni zamanda uyemiz.
Bu atolye calismalarina ne yazikki ben yurtdisinda oldugumdan katilamiyorum.
Fakat her saatsever icin cok cok ilginc bir calisma, ozellikle osmanli saatlerine yonelik bilgi edinmek, Recep Gurgen usta ile tanismak, Sule Gurbuz hanimla tanismak, Recep usta'dan dersler almak hicbirinize kacirmamayi tavsiye ettigim bir calisma.
Buraya gitmenizi tavsiye ederim, hatta sirasiyla yasadiklarinizi da burada bize anlatin.
Bu atolye calismasini forum olarak ciddi olcude destekleyelim arkadaslar.
Eger forum olarak bu atolye calismasinin basarili gecmesine katkida bulunursak, duzenleyici Mine hanim ile daha sonra yeni calismalar olusmasina katkida bulunuruz.
Bunlar saat tasarim calismalari, hafta sonu pratik saatcilik dersleri hatta daha sonrasi icin benim de gonlumde yatan aslan olan saatcilik yaz okullari olusmasinda onayak olabiliriz.
Arkadaslar vakti olan bu konuya mutlaka egilmeli, ulkemizde bu kulturu hep beraber gelistirelim.santralatölye'den gelen yazi:Avrupa'da yapısal olarak bir benzeri bulunmayan SANTRAL İSTANBUL bünyesinde düzenlenen santralatölye eğitim ve sosyal hayatın içinden yaratılıyor ve kullanıcı profiline özel olarak tasarlanıyor. Santral İstanbul Yetişkin Atölyeleri Bahar Dönemi için eğitim programı 15 Nisan 2010 tarihinde başlıyor. Technobee Kültür Sanat ve Eğitim Projeleri direktörü Mine Dikbaş tarafından hazırlanan programda "Zaman içinde Zamanı Algılama ve Zamanın Mekana Etkisi" ve "İstanbul'un 500 Yıllık Tarihini Gravürlerle ve Haritalarla Okuma" adlı iki tema özellikle dikkat çekiyor.
SANTRAL İSTANBUL’DA YETİŞKİN ATÖLYELERİ BAHAR DÖNEMİ Avrupa’da yapısal olarak bir benzeri bulunmayan santralistanbul bünyesinde düzenlenen santralatölye eğitim, sanat ve sosyal hayatın içinden yaratılıyor ve kullanıcı profiline özel olarak tasarlanıyor. santralistanbul Yetişkin Atölyeleri Bahar Dönemi için eğitim programı 8 Nisan 2010 tarihinde başlıyor. TechnoBee Kültür Sanat ve Eğitim Projeleri direktörü Mine Dikbaş tarafından hazırlanan programda “Zaman içinde Zamanı Algılama ve Zamanın Mekana Etkisi” ve “ İstanbul’un 500 Yıllık Tarihini Gravürlerle ve Haritalarla Okuma” adlı iki tema özellikle dikkat çekiyor.
Zaman içinde Zamanı Algılama ve Zamanın Mekana Etkisi; 4 hafta boyunca Cumartesi günleri 14:00-17:00 arası santralatölye’de gerçekleşecek.
Zaman içinde Zamanı algılama ana başlığı içinde dört haftadan oluşan programda ilk iki hafta Dolmabahçe Sarayı Saat Atölyesi ve Sanat Koleksiyonu Sorumlusu Şule Gürbüz ile zaman algısı ve zaman algı aletlerini tanıyoruz: Zaman algısı / Toplumların zaman algısı/ Zaman algı aletleri, güneş saatleri, usturlablar, rub’u tahtaları /Osmanlı’da zaman ve saat/ Cumhuriyet’den günümüze zaman ve saat / Mekanik saatin ortaya çıkışı ve gelişmesi / Kule, Meydan, Cephe saatleri / Cep, masa, kol saatleri’nin anlatılacağı programın ardından;
üçüncü hafta Recep Gürgen’in saat atölyesinde uygulama çalışması düzenlenmesi planlanıyor.
“Hiçbir saat atılacak kadar kıymetsiz değildir. Her saat bir dönemi, bir aileyi, bir evi, bir tercihi yanısıtır. Saati kullanmayacaksanız bile, o saatin size hatırlatacağı bir şeyler mutlaka vardır” diyen Recep Gürgen’in 50 yıllık bilgi birikiminin atölyesinde birbirinden değerli saatler eşliğinde paylaşılıyor.
Dördüncü hafta da Feng-Shui felsefesine göre Zamanın mekana etkisini Işıl Güner Alfar ve Ferda Ünsal’dan öğreniyoruz. Çin zodyağında Kaplan Yılı’na rastlayan 2010’u anlatacakları seminerlerinde, zamanın mekana etkisini irdeleyerek, bu yılın olumlu etkilerini kazanmak ve olumsuz etkilerinden korunmak için mekansal ve kişisel uygulamaları öneriyorlar. Gelen zamanın özelliğini bilmek kendimizi ve yaşadığımız mekanları o yılın enerjilerine uyarlamak, kısacası zamana uymak gibi temalar seminerin içeriğini oluşturmaktadır.
II- İstanbul’un 500 Yıllık Tarihini Gravürlerle ve Haritalarla Okuma; 3 hafta boyunca Pazar günleri 14:00-17:00 arası santralatölye’de gerçekleşecek.
Bir baskı tekniği olan gravürde konu İstanbul olunca en erken tarihli baskı 1422 yılına kadar iner. 1875’lerden sonra fotoğraf makinasının kullanılmaya başlanması ise yavaş yavaş gravürü ortadan kaldırmış ve belirli sınırlarda kullanılmıştır.Seminerde gerek görsel gerekse orijinal gravür ve haritalarla yaşadığımız kent olan İstanbul’da tarihsel bir yolculuğa çıkmak ilginç olacaktır.
Haritalar, çizildiği ve yayınlandığı yüzyılın coğrafi değerlerini ve estetik beğenilerini, bağlı oldukları ekolün özelliklerini, haritacıların ve coğrafyacıların ellerindeki olanaklar dahilindeki gözlem/değerlendirme güçlerini yansıtırlar.Yeryüzünün en şairane kenti ve dünya kültür başkenti İstanbul’un çağlar boyu süren uzun ve doyumsuz serüveni ile 500 yıllık tarihini 1422-1922 yılları arasında dünya kartografya tarihine yön veren haritacılarını kılavuz alarak, İstanbul’un en önemli gezginleriyle dolaşacağız ve Boundelmonte’nin 1422 tarihli Konstantinopolis kent planıyla başlayıp, J. Pervititich’in haritasıyla 1922 yılına kadar geleceğiz Dr. Ayşe Yetişkin Kubilay’ın anlatımıyla.
Türkiye de orijinal harita ve gravür üzerinde uzmanlaşmış tek galeri olan Galeri Alfa Antikacılık bünyesinde yer alan birbirinden değerli gravür ve haritaların orijinallerinin öğrenilen bilgiler eşliğinde değerlendirilmesi ile eğitim tamamlanıyor.
santralistanbul, atölye saatleri dışında da katılımcılara özel içerikli, keyifli ve eğlenceli ve enerji dolu bir atmosfer sunuyor.
Ayrıntılı bilgi ve kayıt için: Selime Büyükgöze 0212 311 73 46 ‘yı arayabilir ve info@santralatolye.com adresine e-posta gönderebilirsiniz. Atölyeler hakkında detaylı bilgiye www.santralatolye.com web sitesinden ulaşabilirsiniz.