Otomatik ve kurmalı saatlerin kıyaslaması

Uzun yıllar kurmalı saatler kullandım.Pilli saatlerin yaygınlaştığı ,dijital ekranlı ucuz "Stempo" saatlerin ortalığı kasıp kavurduğu 76-80 li yıllarda bile kurmalı saatimden vazgeçmedim.

1980 lerde analog quartz makineler çıkınca da ilk heves bir kaç tane aldım.Ama hiç bir müdahelede bulunmadan kolda bekleyen bu yarı ölü ,bitkisel hayattaki saatlerden çabucak sıkılarak 15 taşlı Vetur saatime geri döndüm.Çevremdeki arkadaşlarım bile benim mekanik saatlerimden gıcık oldular.Onlar için mekanik saat artık devrini kapatmış bir şeydi.

Halbuki benim için ise her sabah uyandığımda bu saatleri kurarak gün içindeki faaliyetine hazırlamak bir zevkti.Toplum içerisinde de bu kurma işlemi benim için "prestij"di.51 yıllık ömrüm boyunca çoğunlukla da AS 1130 makineleri tercih ettim.Son olarak da yine güzel bir Falcon AS 1130 kullanıyordum.

2010 yılı başına kadar hep kurmalı saat kullandım.Bu yıl başında biraz cesaretlenip 46943 makineli otomatik bir Orient aldım.Ben otomatik makineleri -daha önce de bazı başlıklarda bahsetmiştim,ETA 2789 (Omax saatlerinin makinesidir) makineye olan soğukluğumdan dolayı- pek tercih etmedim.

İki aylık otomatik saat kullanımım sonunda edindiğim izlenimlerim ise şöyle.

1.Otomatik makineler benim kendimce "ayarı çok iyi" dediğim 1130 lara göre çok daha dakik.

2.Her ne kadar saat kurmak prestij olsa da otomatik makineyi kurmamak da bir o kadar kolaylık.

3.Saatin her sallanışında kolunuzda hissettiğiniz kurulma hissi saatin yaşayan bir cihaz olduğunu gerçekten hissettiriyor.

4.Otomatik makine kurmalı saate göre biraz ağır.

5.Çok fazla hareketli bir yaşamınız yoksa ve şansınıza saati kolunuzdan çıkardığınızda zemberek tam rezervde değilse gün içerisinde makinenin durduğuna da şahit olabiliyorsunuz ki tatsız bir durum.

6.İşte bu yüzden otomatik saatte Power rezerv göstergesi mutlaka olmalı.

Sonuç nedir derseniz;

Bence kurmalı saat otomatikten daha kullanışlı.Kurmak,ayarlamak gibi faaliyetleri külfet değil nimet bence.Belki de ben yıllardır alıştığım için bana öyle geliyor da olabilir.

Sizler ne düşünürsünüz?

Herkese selamlar...

Otomatik saat ağırlığı ve rotorun dönmesi hissi ile kolda daha canlı duruyor
Kurmalı saati kurması da ayrı bir keyif (ve prestij )

Kurmali saat baska bir felsefe,
Dusunsenize kolunuzda ancak siz hayat verirseniz calisan bir nesne var, onu cocuk gibi oksayip sevecek ve can vereceksiniz.
Her seferinde bir olcude yari ibadet gibi saati kuracak ayarlayacak sonra kolunuzda tasiyacaksiniz.
Bir saatiniz oldugunu, mekanik oldugunu, icindeki carklarin size bagli oldugunu, ancak siz isterseniz calisip gorevini yapacagini, size bagli olarak durdugu yerde sadece sizin icin calisacagini bileceksiniz.
Aralarda elinizi kolunuza atip kurma koluna bir iki tur vereceksiniz.
Her kurdugunuzda saatinizi oksar gibi sevecek, icindeki mekanizmayi yasayacaksiniz, saatinizi gorecek ve hissedeceksiniz.

Sayın M.Ali Sade, efendim size katılmamak ne mümkün. En zevkli kullanımı olan saatler, AS1130 makinelilerdir bana göre de. Koleksiyonumun büyük çoğunluğunu oluşturan bu saatleri bugün görsem , yine dayanamaz alırım. Kendilerine has kasa büyüklükleri, alttan saniyeleri ve sarı makineleri ile, tam birer klasiktirler. Sorunsuz ve kolay bulunan balansları ve güçlü zemberek yaylariyla, saat zevkini tam anlamıyla yaşatıyorlar. Hele bir de nadide bir kadranla buluştular mı, tadından yenmez oluyorlar. Gerçi ben sabah giyinirken kurma işini yapıyorum ama, estetik bilinci ve antika bilgisi olan yada sadece, gördüğü güzelliği takdir edebilecek bir cemiyette, insanların, kolumdaki güzelliğe hayran hayran bakmaları, bir bilseniz ne kadar hoşuma gidiyor. Sorduklarında verdiğim cevap karşısında hayranlıklarının bir kat daha arttığını görmek de ayrı bir gurur oluyor benim için.
Bu zevkli hobiye, düzenli olarak başladığım ilk günlerde bir hurdacıdan bulduğum AS1130 u götürdüğüm saatçinin, ona bakıp hala çalıştığını duygusal bir şekilde söylemesi beni çok etkilemişti. Hakikaten de suya düşmüş bir Lada motoru gibi, mübarek her daim çalışıyor, naz niyaz etmiyor. Gece çıkardığı o güzelim çıt çıt çıt sesi de cabası. Genelde Hislon ve Cortebert'de, AS1130 un çok güzel modelleri var. Bence herkesin tercihi olabilecek kadar estetik ve sağlam makineler bunlar. Görüşmek dileğiyle, saygılar.

AS 1130 için kitap yazılabilir,öylesine güzel bir makinedir.

Saatlere ilk meraklandığım yıllarda AS 1130 piyasanın efsanesiydi.Bir zaman sonra çıkan UT 6325 de güzel bir makineydi.Zaten pek çok yedeği 1130 ile uyardı.Hatta 6325 in bir de devirli modeli vardı ki daha çok hoşuma giderdi.Şu anda elimde bu makineden çok temiz kalmış bir adet var.Ancak bayramlarda akraba ziyaretlerinde takıyorum.Genç yeğenlerim "yine bayramlık saatini takmışsın" diye de takılıyorlar.

AS 1130 çok güzel ayar tutar.Tamire gelir.En acemi saatçi bile bu makine üzerinde belki balans aksını (direk) değiştiremez ama kırık çıkık ne gördüyse değiştirebilir.Ve bu makine değiştirilen malzemeye tepki yapmaz.Hatta biraz kirli,tozluyken bile performansından bir şey kaybetmeden çalışabilir.Bence tek olumsuz yanı büyük darbelerde direğinin kırılabilmesi.Onun haricinde hiç bir sorunu olmadan yıllarca ve hatta asırlarca çalışabilir.

İşte böyle bir makineyi kolundan çıkarıp da Japon otomatiğini takıverince insan haliyle bunalıma giriyor.

Ama şunu söyleyeyim,ben yıllarca Japon saatlerine de çok sıcak bakmadım.Seiko da dahil hiç bir modeline heveslenmedim.Nedense Japon saatleri bana aynen Japon otomobilleri ve otobüsleri gibi ters geldi.Fakat bu Orient'i de sevdim.

Gerçekten özenle imal edildiğini düşünüyorum.Çünkü bir mekanik saatin ayar kolu ayda bir çekilip de bir dakikadan az ileri-gerileri ayarlamaya çalışılıyorsa ben o saate şapka çıkarırım.

Benim kendim ayarladığımda iki günde yarım dakika ,makineyle Ulus'taki bir saatçiye ayarlattırdığımda ise günde bir dakika ileri giden (nasıl makineyse) AS 1130 um benim için "süper ayarlı" idi.Ama bundaki ayarı gördükten sonra sözümü geri aldım.

Ama tabii ki şunu da göz önüne almak ve elma ile armutu toplamamak da gerekir.Neticesinde benim AS 1130 um 1960-70 li yılların teknolojisi ve neredeyse 50 yıllık bir makine.Bu Orient ise halen dahi üretilen bir saat.Acaba bu saat 50 yılı doldurduğu zamanı görebilecek mi? İşte bu meçhul.Ya da bu ayarını koruyabilecek mi?O tarafını bilemeyiz.

Neticesi ben kurmalı saati daha çok sevdim.Ne de olsa "saat kurmak prestijdir".

Herkese selamlar...

bana göre de kurmalı saat bambaşka, cıyır cıyır kurmak var ya çıldırtıyor beni ama otomatikleri sallaya sallaya kurmak o zevki vermiyor gerçekten .. kurmalı başka

saat kurma isini rastgele aklınıza geldigi zaman degilde, günün belli bir saatinde yapıyorsanız hele, durum daha da güzel bir hal aliyor. mesela ben sabahları giyindikten sonra saati koluma takmadan önce kurdugum icin, ayrı bir vazife halini aliyor, sabahları dis fırcalamak gibi o da yapılacaklar arasında olunca, daha da zevkli bir hale geliyor.

valla ben işin başına oturunca kuruyorum kasıtlı olarak bakmıyorum işe gidene kadar saate (biliyorum çünkü 2nci günde bir hata yapacak mutlaka ) koltuğa oturupta çay ve simit yemeden önce ayarlamak artık adet oldu ne güzel) iyi geceler ...

.

tek bir saatim olacak olsa kurmalı olmasını isterim herhalde... her gün o güzel hissi yaşamak için. ama tabii ki yanında bir tane el primero ve bir tane de microrotor(piaget/luc/calatrava) da olmalı onları da ancak bayramda seyranda takacağım. gündelik ise güzel bir kurmalı..
AS 1130 hakkında pek bir bilgiye ulaşamadım. geniş bilgisi olan arkadaşlar vakitleri olursa mekanizmalar bölümünde makineyi anlatabilirse forum için güzellik olmuş olur.

bir de merak ettiğim konu orientler de seikolar gibi elle kurulmuyor değil mi? yeni orientleri kastediyorum eskilerden eminim de...

Peseux 7001 dan başka kurmalı bilmiyordum, bilgi ve sürükleyici anlatım için çok teşekkür ederim.

kurmalı ile otomatik farklı birbirinden tabi birini hergün nerdeyse kurman gerekiyor ilgi göstermen gerekiyor otomatik ise pratik vücut hereketleri onu harekete geçiriyor.Yani zevk meselesi bence ben olsam otomatik kurmalı olmasını isterim ikisi bir arada ....

İşyerinde dakiklik gereği quartz saatleri daha çok tercih ediyorum. İki ayda bir takvimi ayarlarken saati de TRT'ye göre yeniden ayarlıyorum, 1 saniye bile sapmamış oluyor.

Forumla tanıştıktan sonra otomatiğe merak saldık malum;

Benim otomatik saatlerde power reserve göstergesi yok, saatleri eğer takmıyorsam aklıma geldikçe (en azından hergün bir kere) sallayarak kuruyorum ama illaki bir ara durmuş oluyor.

Bİr de babamdan (O'na da dedesinden hatıra) hatıra 1960'lara ait Lanco marka kurmalı bir saatim var. Saat belki de hiç mekanizma bakımı görmemiş ama tıkır tıkır çalışıyor. Aklıma geldikçe otomatikleri sallarken Lanco yu da kuruyorum ama öbürleri çoğunlukla durmuşken Lanco daha hiç durmadı.

Otomatik ile kurmalı arasında benim için en önemli fark bu. Tercih edecek olsam bu nedenle kurmalı olur diye düşünüyorum.

Saygılarımla.

aslında kurmalı-otomatik kıyası, mercedes-bmw kıyasına benzer, sabaha kadar tartışılır sonuca bağlanamaz,
ben sık kullanımda otomatik; ara ara da kurmalı diyorum

Bence ikisinin de kendine göre güzellikleri var. Sonuçta ikisi de mekanik. Power reserve göstergesi benim de çok hoşuma giden bir özellik, bence kurmalı saatlerde de bu yönden faydalı olur. Kurmayı hatırlatır. Görsel olarak da güzel bir ayrıntı. Bu konuda da Orient oldukça iyi. Başlangıç seviyesindeki saatlerinin pek çok modelinde bile power reserve göstergesi oluyor.

Benim de otomatik saatlerde mümkünse aynı zamanda elle kurulma özelliği de olan mekanizmalar tercihim aslında. Bu konuda da İsviçre mekanizmalar oldukça iyi. Japonların özellikle başlangıç seviyesi saatlerinde kullanılan çoğu modelindeki otomatik mekanizmasında elle kurma özelliği yok.

Velhasıl ayrım yapmak zor. İkisi de mekanik saatler dünyasının gözbebekleri.

vervito demiş ki:

tek bir saatim olacak olsa kurmalı olmasını isterim herhalde... her gün o güzel hissi yaşamak için. ama tabii ki yanında bir tane el primero ve bir tane de microrotor(piaget/luc/calatrava) da olmalı onları da ancak bayramda seyranda takacağım. gündelik ise güzel bir kurmalı..
AS 1130 hakkında pek bir bilgiye ulaşamadım. geniş bilgisi olan arkadaşlar vakitleri olursa mekanizmalar bölümünde makineyi anlatabilirse forum için güzellik olmuş olur.

bir de merak ettiğim konu orientler de seikolar gibi elle kurulmuyor değil mi? yeni orientleri kastediyorum eskilerden eminim de...

Evet özellikle başlangıç seviyesindeki saatlerinde Orient mekanizmalarının da Seikolar gibi elle kurulma özelliği yok. Bu konuda Miyota mekanizmalar daha iyi. Ancak Seiko'nun 6Rxx 6Sxx ve üzeri mekanizmalarında elle kurma özelliği de var, tabii buna bağlı olarak Orient'in de üst sınıf saatlerinde Seiko'nun bu tür mekanizmalarından kullandığı düşünülürse, (Orient Star, Royal Orient) bunlarda elle kurulma özelliği mevcut.

Hay Allah, otomatikler yine durmuş.

Shaker mı alsak acaba ?

peki otomatik saati sallayarak kurarken normal çalışma pozisyonundaykenmi kuruyoruz yoksa saati kurma kolunu çekik vaziyette falanmı?

Kurma kolunu cekmeye gerek yok nasil istersen salla gitsin...

Her ikisinin yeri ayrı. Bir saatseverde hem kurmalı hem de otomatik mutlaka olmalı. Sadece biri olduğunda insan zamanla sıkılıyor.

otomatik vites bi arabayla manuel vites bi arabanın kullanım zevkindeki farklılık neyse kurmalı saatle otomatik saat arasındaki zevkte odur bana göre:)