Saat koleksiyonu nasıl yapılmalı

Aslinda burada bir saat kolleksiyonu nasil yapilir diye ahkam kesmek yanlis olur,
cunku
Bir kolleksiyon kisiden kisiye degisir ve her sey uzerine kolleksiyon yapmak mumkundur.

Ben elimden geldigince kendi gorusumu belirtmeye calisacagim, sizler de dusuncelerinizi, eklemek istediklerinizi ve yanlis bulduklarinizi yazin.

Herseyden once saat kolleksiyonu bir tutkudur, tutkular maddi degerle olculemez ama yillar icinde bir de bakarsiniz ki bu tutkuya muthis paralariniz gitmis.

Bu durumda en dogru olani en azindan giden maddi degerlere denk gelebilecek bir yone yonelmek.

Yani kolleksiyonunuzun ayni zamanda maddi degeri de olsun.
Ayrica bir olcude yatirim da olsun, mesela zaman icinde degeri de artsin.

Bu durumda bakilacak sey zaman icinde gundemde kalacak seylere yonelmek veya zaman icinde uzun yillar sonra bile kullanilabilecek saatlere bakmak.

Bunun en iyi ornegi mekanik saatlerdir.

Baktigimizda 200 yil bazen cok daha fazla once yapilmis mekanik saatlerin hala calistigini goruruz, halbuki quartz saatler oyle degildir, pil standartlari bile yillar icinde degismektedir ve yine quartz bir makine bozuldugunda tamir sansi yoktur, ancak bulabilirseniz makineyi degistirmeniz gerekir.

Istanbulda Recep Gurgen atolyesinin girisinde soyle yazar "tamir edilemeyecek saat yoktur"
Evet ama o bu yaziyi quartz saatlerden once yazmisti.

Yani diyebilirim ki tamir edilemeyecek mekanik saat yoktur.

Ozellikle kolleksiyona yeni baslayan arkadaslara tavsiyem kolleksiyonlarini bir tema uzerine oturtup genisletmeleri olacaktir.

Bizler mekanik doneminden gelip quartz krizini yasamis kisiler olarak temamizi mekanik saatler uzerine yapmistik ama bugun o konu inanilmaz genisledi ve yaklasik 3000 saatim olmasina ragmen inanilmaz daginik bir kolleksiyon oldu, benim gibilere yurtdisindaki meraklilar "yigmaci" diyorlar.


Kolleksiyonunuza baslarken yine iki seceneginiz var:

piyasada aranan ve kolleksiyoncular tarafindan ragbet goren modellere yoneleceksiniz, bu durumda fiyatlar, spekulatorler tarafindan yukarilara dogru ucurulmustur, bazi donemlerde kriz gibi filan, spekulatorler piyasadan ciktiklari icin fiyatlar duser ya o zamanlarda ya da emek verip piyasada surekli arastirarak uygun dusurup almalisiniz.

Zaten tutkunun ve kolleksiyonun en zevkli tarafi da budur, kolleksiyonunuzdaki parcalarin degeri, sizin icin, aslinda harcadiginiz emekle esdegerdedir. Bu durumda elde etmek icin en cok ugrastiginiz parcaniz en degerli parcaniz olacaktir.
Ya da trend'i yukselmekte olan veya yukselecegine inandiginiz markalara yoneleceksiniz mesela omega saatler bunlardan biridir, patentli yeni uyguladiklari coaxial mekanizmalarla bir ust siraya yerlesip rolex ile rekabet etmeyi planlamaktadirlar.
Bu gerceklestigi zaman elinizdeki omegalarin degeri ikiye katlanacaktir.

Yine emile pequignet markasi, maurice lacroix markasini ornek alarak gitgide sinifini yukseltmektedir, gelecegin iyi saatler sinifina girecek bir adaydir.

Buraya kadar hep maddi degerlerden bahsettim ama tabiki en degerli parcalariniz babanizdan, dedeinizden kalan parcalar olacaktir. Aile yadigarlarina sahip cikin onlari muhafaza edin mutlaka, onlari siz de cocuklariniza birakacaksiniz.

Yine, elbette ki maddi degeri gozonunde bulundurmayip degsik temalarda kolleksiyon yapabilirsiniz ama zaten temaniz gelisince bu da deger bulacaktir ama quartzlara yonelmemenizi tavsiye ederim.

Birkac yil once telefon kartlari kolleksiyonu moda olmustu hatta bir ara bazi kartlar yuzlerce euroya satiliyordu, bugun bu kolleksiyonlara yatirilan paralar heba olmus durumdadirlar.
Siz paranizi heba etmeyin.

Mete abi, sen bana bitpaarlarinda nasil pazarlik yapmam gerektigini ogrt lutfen. hic pazarlik yapamiyorum, ve genelde elibos donuyorum ya da kaziklanmis hissediyorum kendimi.
bir de M.Lacroix hakkinda bir sorum olacak bu markanin ozellikle hangi modellerinin ilerisi ucun iyi bir yatirim olabilecegini dusunuyorsunuz?
Bir de Omega seamaster 1970lere ait bir saate (calisir durumda) 200-250euro verilir mi?

Sevgili doktor,
Bitpazarlari icin bir baslik acayim arkadaslara da tuyo olur belki

maurice lacroix modellerinden zilli olanlarini ve yeni yapmaya basladigi kendi uretimleri makineli olanlarini tavsiye ederim bunlarin degerlerinden hic kaybetmeyecegini dusunuyorum.
Omega seamaster icin 200-250 euro normal piyasa fiyatidir, 150 euro civari bulabilirsen iyi is yapmis olursun. Gecen yil bir tane nos denebilecek yenilikte ve altin kaplamayi ingiltereden ebay uzerinden 300 euroya almistim.
Prensip olarak 60-70 lerden iyi durumda olmasi kaydiyla bir omegaya verilecek fiyat 150-200 eurolarda olursa cazip, yukarisi ise normal piyasa fiyatina gelir. Tabi ki benim verdigim fiyatlara bulmak cok zor ama bunun guzel yani da bu zaten uzun arastirmalarla yilda iki uc tane bulabiliyorsun bu da bu saati insanin gozunde cok degerli hale getiriyor.

Öncelikle yeni ama "eski" forum hayırlı olsun.

Koleksiyonculuk konusunun bir "hastalık" olduğuna kanaat getirdikten sonra bu konuda internette yazılanları bakarken, aşağıdaki yazıyı bulmuştum. Çok hoşuma gittiğinden, üşenmeyip tercüme etmiştim. Ne yazık ki kaynağını not etmeyi unutmuşum, onun için yazarı beni affetsin, ama en azından çevirisini sizlerle paylaşmak istiyorum, umarım beğenirsiniz.

" Koleksiyonculuğun bir yüzü de kimimizin baskılamaya çalıştığı duygusal yönüdür. Herhangi bir şeyi toplamanın biriktirmenin, her zaman bir ölçüde obsesif-kompülsif davranış biçimi sergilediğini söylemek mümkündür, ancak bunu yadsımak bazı tehlikeleri de beraberinde getirmektedir.
Saat koleksiyonu yapma tutkusunu duygularımız ortaya çıkarmaktadır: eski bir batıkta hazine bulmanın verdiği sevinç; bir rakibimizin pençeleri arasından gözümüzü diktiğimiz bir modeli aldığımız zaman hissettiğimiz zafer duygusu; yeni bilgiler edinmenin verdiği haz ya da saatlere ilişkin daha önce bilmediğimiz önemli bir konuyu idrak ettiğimizde hissettiğimiz farklı duygu karmaşaları, hepsi de duygularımızla ilişkilidir.
Ulaşılamayacak bir şeye eriştiğimizde, hissettiğimiz zafer ve başarma duygusu, gizli açgözlülük ve kıskançlıkla birleşip, “temizinin en temizini”, “en güzelini” elde etme duygusunu dürtmektedir. Dolayısıyla tümü de “duygusal” etmenlerdir ve bizler de bu saplantılarımızda mantığın değil de duygularımızın rol oynadığını kabul etmekle başlayabiliriz.
Tüm koleksiyonerlik duyguları pozitif değildir. Bazı duygusal deneyimler, bu yoldaki ilgi ve tutkumuzu zedeleyebilir, örseleyebilir. Bazı at hırsızlarının bize orijinal bir parça değil de sahte bir ürün sattıklarında duyduğumuz, çaresizlik, üzüntü, öfke de aynı şekilde olayın duygusal boyutudur. Bir de elbette, karşımıza çıkan her bir zaman ölçer şaheserini alabilecek kadar hiç bir zaman zengin olamayacağımızı bilmenin verdiği buruk kabullenmeyi de unutmamak gerekir.
Özetle duygular, koleksiyonerlik yaşamımızda çok önemli bir yere sahiptir ve özellikle duygularımızın bu şekilde önemli bir role sahip olduğunu ret ettiğimizde genelde, bilgimizi deneyimizin de önüne geçildiği ve sağ duyumuzu yitirdiğimiz anlar yaşarız. Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken 10 “duygusal” olguyu eklemek de mümkündür;
1) Eğer internet üzerinden alış veriş yapacaksanız, resim ne kadar büyük olursa o kadar iyidir. Zira resim ne kadar büyük olursa o kadar çok detayı bir arada görebilir ve kontrol listenizdeki noktaları daha iyi kontrol etme şansınız olacaktır. Kontrol listeleri, bilgi birikimi edinmek için çok etkin yöntemlerdir, ben halen kendi kontrol listemi geliştirmekle meşgulüm. Kontrol listeleri üzerinden gitmek yanlış bir satın alma sonrasında yaşanılabilecek depresyonlara karşı bir sigortadır ki bana inanın doğum sonrası depresyondan daha ağır olmaktadır.
2) Saat “sondajcısı” olun, sürekli araştırın. Aslında taktığınız saatler de birer minyatür motor değil midir ? Saati meydana getiren ana parçaları, terminolojiyi, artık klasik olmuş kalibreleri tanıyın, hatta biraz abartıp bu parçaların nasıl bir araya gelip de çalıştıklarını keşfetmeye çalışın – eski ve bozuk saatler, acemi mikro mekanik kaşifleri için biçilmiş kaftandır.
3) Bir saat tamircisi ile, “bilgi paylaşımına” ve karşılığında saatlerinizin kendisi tarafından tamir edilme garantisine dayalı bir ilişki kurun. Sürekli tamir yaparken kendisini izleyin, deneyimli mekanik saatçiler artık 50-70’li yaşlarda olduğundan onlardan öğreneceğiniz, deneyim ve becerilerinden feyz alabileceğiniz çok konu olacaktır.
4) Bir “Gruba” veya foruma dahil olun. Mekanik saatler, değerleri, koleksiyonda tutulabilirlikleri ve belirli markaların belirli modellerinin ender olmaları konularındaki ilgilerini ve tecrübelerini edinin. Marka, kadran ve kasa estetiği çok önemli olmakla birlikte, bir saatin değeri aynı zamanda saatin içindeki makinanın kalitesi ve tarihçesi ile de çok ilintilidir. Bu tür forumlarda makinaların, dolayısıyla bazı saatlerin bazı makinalarının iyi ve kötü yanlarını tanıma imkanına sahip olabilirsiniz.
5) Antika bir mobilyayı düşünün ( müzelik bir üründen bahsetmiyoruz tabi ki), eğer birileri mobilyanın üzerindeki cilayı kaldırdığı ve “yeni” görünmesini sağladığı taktirde değeri sizce artacak mıdır ? Aynı şey saatler için de geçerlidir, çok zarif bir şekilde zamanın aşımına uğramış bir kadran sahip bakımlı bir saati gözünüzün önüne getirin, kadranı boyanmış veya yenilenmiş bir saati mi tercih edersiniz yoksa diğerini mi ? Tecrübeyle kadranı bu şekilde yenilenmiş saatlerin değerini % 30 mertebesinde altında alabilirsiniz, aşırı polisaj görmüş bir kasaya sahip saat için daha da yüksek bir oran uygulamanız gerekir. Eski saatleri insanlarla da kıyaslayabilirsiniz, her yaşın kendine özgün sonuçları olması doğaldır, 60 yıllık bir saatten 18’lik bir genç bayanın performansını bekleyemezsiniz, ama o 60 yıllık saat düzgün korunduysa, bakım gördüyse her zaman güzelliğini koruyacaktır, üzerindeki yaşlılık izleri de zamanın doğal izleri olacaktır.
6) Aldığınız kadar verici de olun. Deneyimlerinizi, şanssızlıklarınız ve “zaferlerinizi” diğerleri ile paylaşın. Koleksiyonculukta sadece ardı ardına ürün almak, “koleksiyonculuk”taki incelikleri yakalamak için yeterli değildir. Başkalarının deneyimlerini ne kadar çok dinlerseniz siz de o kadar az hata yapmayı başarırsınız. Dolayısıyla sizin de paylaşımcı olmanız ve başkaları ile tecrübelerinizi, başarılarınızı ve en önemlisi başarısızlıklarınızı paylaşmanız gerekmektedir.
7) Eğer duygularınızın sizi sürüklediği düşüncesindeyseniz, hiçbir şekilde alım kararı vermeyin. Özellikle de açık arttırmalarda buna özen gösterin. Sırtınıza yaslanıp, biraz geri çekilin ve satıcıyı neden bu kadar “sevindirmek” istediğinizi sorgulayın. Pey vermeden önce, ürünü etraflıca araştırın, sorular sorun ve nihayetinde artı ve eksileri iyice gözden geçirdikten sonra, kararınız halen artı tarafında ağır basıyorsa o zaman alım kararını verin.
8) Bu tutkunuzu, eşinizle veya arkadaşınızla paylaşın. Genelde “saat-severlik”‘ konusunda ağır basan taraf erkekler olmaktadır, dolayısıyla da eşiniz veya arkadaşınız sizin bir saate olan ilginizin, sevginizin, tutkunuzun kendisine karşı duyduklarınızdan daha fazla olduğu inancına kapılabilir. Bu tür durumların önüne geçebilmek için söz konusu saat veya objeyi eşinizle paylaşın, onun fikirlerini alın, estetiği konusunda düşüncelerini paylaşın. Böyle yaptığınız zaman işler daha kolaylaşacaktır, tecrübe ile sabittir. "

Cok guzel, cok tesekkurler Deha bey

Deha bey,
cok guzel ve tatmin edici bir yazi olmus, tesekkurler.
ayrica, devamli aklimdan geciyor olmaniza ragmen henuz donmedigim icin sizi arayamadim, kusura bakmayin.
saygilarimla.

deha bey teşekkürler elinize sağlık.

anlatin anlatin, bunlar hepimiz icin cok degerli bilgiler, tesekkur ederiz

Tam profosyonel bir koleksiyoncu anlatımı, bu konuda uzman değilsekde anlatım, ifadeler kendisini anlatıyor,zevkle okudum.

Baska bir konuya yazdigim yaziyi buraya kopyalayip eklemeler de yapiyorum.

Antika saat arkadasimiz bu isin ticaretini yaptigi icin herseye para ve deger uzerinden bakmis.
Eger her zaman oyle bakilsaydi bugun mekanik saat yok olmus olurdu.
Quartz krizinde mekanik saat alana deli gozuyle bakiliyordu.
Ya da mesela telefon karti kolleksiyonu ya da kibrit kutusu kolleksiyonu yapana da deli gozuyle bakmak gerekir, ayni seyi pullar icin de 1800 lu yillarda soylemek mumkun.
Her sey kazik uzerine kurulu degil, kaziklamak ve kaziklanmak uzerine kurulu degil, bunda biz kolleksiyoncularin gonul isi de sozkonusu.
Her sey saatin degeri uzerine de kurulu degil. Oyle olsa bir tane saat yeter baskasini ne yapicam oluruz, evet deger onemli ama her sey degil, gercek bir kolleksiyoner kolleksiyonuna katacagi parcayi satmak uzere almaz, amaci eksik olan parcayi katmaktir. O parcaya olan ozlemi, arzusu ve elindeki imkanlar olcusunde bir deger bicer, yoksa o parca piyasada ancak 100 lira ediyor, burada 120 liraya buldum, almayayim kaziklanmayayim diye dusunmez, ama satici bunu dusunup ne guzel kazikladim enayiyi diye dusunmesi o kolleksiyoncuyu kucuk dusurmeye yetmez.
Antika saat arkadasimizin tavsiye ettigi kisi olmak ancak spekulasyon amacli alim yapan birisinin isine yarar ki bunu yapan kisinin de zaten bu tavsiyelere ihtiyaci yoktur o bunlari zaten bilir.
Bu arkadasimiz isvicre saati almanin enayilik oldugunu yazmis neredeyse.
500 dolara makine almak kaziklanmaktir demis.
Bir olcude dogru, 500 dolar yerine mesela 200 dolar daha uygun ve gercekci ama bunun yerine 30 dolarlik makine de ayni isi yapiyor dediginde kendi sozleriyle celiskiye dusuyor, bir baska yerde de fiyat degiskenliklerinin urunun kalitesini belirttigini ima eden seyler de yazmis.

Kolleksiyonculuk ile spekulasyonu birbirinden ayirmak lazim.
Spekulasyonculuk sadece para kazanmaya yoneliktir, elindeki objeleri para olarak gorur, kolleksiyoncu gibi aralarda alip sevip oksamaz ya da seyretmez, kolleksiyoncunun objeleri her zaman gorebilecegi yerdedir ama spekulasyoncu onlari kasadan ancak satmak icin cikarir ve birisini kendi deyimleriyle kaziklayabildiyse bundan cok buyuk bir keyif alir ve piyasa degerinin uzerinde bir fiyata satin alan kisiye de enayi gozuyle bakar, halbuki kolleksiyoncu bir obje satin almiyordur, o kahveye restorana diskoya gidip alacagi zevkten cok daha fazlasini satin aliyordur, o bir obje degil ayni zamanda bunun getirdigi hazzi da satin aliyordur.

Arkadasimizin anlattiklarinda cok dogru seyler var, bunlardan cikarilmasi gereken dersler var.
Bunlari simdilik soyle siralayayim, konumuz saat oldugu icin saat diyecegim ama bu her kolleksiyon objesi icin gecerli:

Alicilar icin:

-Alacagimiz saati onceden iyice tanimlayip taniyip inceleyip alalim, alirken cok bilincli olalim.
-Eger saati bir sokak saticisindan yani cinaralti ve benzeri bir yerden aliyorsak entellektuel birikimimizi kullanip o kisinin o andaki para ihtiyacini sezmeye calisalim, cok arzulu oldugumuzu belli etmeyelim, sundugu saate bahaneler yaratip hatalar bulalim, eger halen kovulmadiysak siki bir pazarlik yapalim.
-Saati alirken sabirli olalim, eger bu kisiler ile anlasamadiysak baska alabilecegimiz yerler oldugunu unutmayalim, bugun olmaz ise yarin biryerde bulma ihtimalimiz hep var.
-Saati mumkun oldugunca tanidik birinden alalim, bu kisi saati bir ustaya goturup kontrol ettirmemize itiraz etmeyecegi gibi saatte sikinti olmasi durumunda geri de alabilir.
-Eger sokak saticisi bize yeterince ozen gostermez ve umursamaz bir tavir alirsa birakalim sinek avlasin.
-Saati degerini bilmeyen birinde gorursek ve o kisi degerinin cok cok altinda satiyorsa iskillenelim, eger en iyi ihtimalle degerini bilmeyen ve kolleksiyoncu veya tanidik biriyse kendisine gercegi soyleyelim, saatinin gercek degerini de soyleyelim bize bu yakisir, daha sonra ayni fiyata satip satmamak ise saticinin inisiyatifine kalsin ama bunu sokak saticisinda gorursek ya acimayalim ya da iskillenelim, calinti da olabilir.
-Her halukarda cok arzu ettiginiz bir parcayi degerinin uzerinde alarak kolleksiyonunuza kattiysaniz uzulmeyin, sokak saticisinin size enayi gozuyle bakmasi sizin degerinizi dusurmez, siz bunu yapiyorsaniz bu sizin entellektuel bir birikiminiz sonucunda olusuyor, bu birikime sahip olmayan birisi o saatin degerinin parayla degil verdigi haz ile olculebilecegini bilmez bilemez. Onun gozunde kazikladigi bir entel dantelden oteye gecmemis olmaniz sizin degerinizi degistirmez, belki de aslinda kaziklanan odur cunku size yillarca haz verecek birseyi elde etmenize yardimci olmus olacaktir.

Satici isek neler yapmaliyiz ve yukaridaki konuya ek neler olabilir bunlari da daha sonra yazmaya calisirim.

Sayın Watcher,

kaleminize sağlık, gayet güzel ifade etmişsiniz. Kritik tanımlama zaten sizin de belirttiğiniz gibi spekülasyon ve koleksiyon kavramlarında yatıyor, koleksiyon yapan kişi koleksiyon yapmak istemediği bir ürünü kendisine çok ucuza dahi getirseler, ilgilenmez onunla, çünkü bunu satarım, kar ederim diye düşünmez, buna karşı koleksiyonuna katabileceği bir objeyi alakasız bir fiyata alabilir. Bu onun o objeyi ne kadar "çok almak" ve edinmek istediği ile bağlantılı bir şey tamamen. Bir çıkartma koleksiyonum vardı yıllar önce, 2 tane eksik çıkatmam var bulamıyorum bir türlü, bekle bekle, hiç rakamları hatırlamıyorum ama bir arkadaşta bulmuştm, 50 belki de 100 çıkartma fiyatına bana satmıştı eksik olanları. Kesinlikle onun gözünde iyi bir iş olmuştu ve "ne biçim söğüşledim" şeklinde düşünmüştür. Ama benim gözümde hiç de öyle değildi, ben yıllardır aradığım iki çıkartmaya sahip olmuştum, ve ben de son derece mutluydum, neticede koleksiyonum tamamlanmıştı, gerekseydi çok daha fazlasını da verebilirdim. Şunu unutmayalım ki koleksiyon yapmak bir miktar "çatlaklığı" da beraberinde getirmektedir. Bir obje alınırken elbette ki daha sonra satılmak zorunda kalınırsa zarar edilmeyecek bir fiyata almak, hatta mümkünse okazyon bir rakama almak en güzeli. Bazen böyle denk geliyor da, ama bunu sadece sizi tanımayan kişiler ile denk getirmek mümkün, size sürekli ürün getiren kişiler zaten sizi tanıyorlar neyi beğendiğinizi biliyorlar, dolayısıyla baştan 1-0 başlıyorsunuz maça. Burada maçı nasıl götüreceğiniz önemli, koruyabiliyorsanız kendinizi ne ala, karşınızdaki profesyonel bir satıcı olduğundan ( en azından ben öyle yapıyorum ) mutlaka üzerinden bir şeyler kazanması gerektiğini baştan kabullenirim, başka bir kaynaktan 400 TL'ye edindiğini bildiğim bir saati bana 450'ye veya 500'e satıyorsa, bu normaldir, onun da kazanması gerekiyordur, ama onu size 1.000 TL'ye vermeye kalkıyorsa o zaman cevabı yapıştırmak lazım. Sonuçta bu camia ilginç, çok geniş gibi düşünülse de, bir saat özellikle dolaştıysa, kim nereden kaça almış öğrenebiliyorsunuz, eğer bir şekilde kazıklandığımı öğrenirsem, o satıcıyla ilişkilerimi kesiyorum. Kısa vadede kazanan satıcı gibi gözükse de uzun vadede sürekli bir müşteriyi kaybediyor o satıcı. Dolayısıyla benim düşüncem, aranılan her obje için 3-4 satıcı belirlemeli, piyasa mutlaka takip edilmeli, bütün bunlar koruma amaçlı olan şeyler. Ama karşınıza yıllardır aradığınız bir şey çıktığında soğukkanlı davranamıyorsanız nafile ( ben davranamadığımı kabul ediyorum), ama öte yandan kazık yediğimi de düşünmüyorum zira bütün edindiğim objeler, istediğim takip ettiğim ürünlerdi. İlla ki rakamsal bir şey ifade etmek gerekirse kayıtlarıma göre, 300'e yakın saat satmışım veya takas etmişim, % 2,1 zararım var, ama bunun içinde hediye ettiğim saatler var onları düşersek tapi gelecektir sanırım. Neticede kar amaçlı olmayıp, elimdekileri iyileştirmek, geliştirmek şeklinde bir hedef koyduğum için makul olduğunu düşünüyorum cüzi bir zararım olduysa bile. Sadece yazınıza katıldığımı söylemek için yazayım derken çenem düştü, kusura bakmayın .

.

Çok güzel bir anlatım, teşekkürler. Onun için zaten ben de kendimi hiç bir zaman saat koleksiyoneri olarak addetmiyorum, çok iddialı bir kelime. Buna karşın saat topluyorum, biriktiriyorum demek daha doğru.

Ya hele ben?
Avrupada benim gibilere ne toplamaci ne de kolleksiyoner deniyor.
Yigmaci deniyor...

Hani su sokaklarda yasayan tipler vardir avrupada ve mesela plastik sise biriktirir ya da ne bileyim gazoz kapaklarindan madalya niyetine biriktirir, benimkisi tam boyle bisey

Olsun, adı ne olursa olsun, toplamacı, yığmacı, biriktirici, koleksiyoner, sonuçta yaptığımız işten zevk alıyormuyuz, alıyoruz.. Önemli olan da bu değil mi; bir işten keyif almak, bu gazoz kapağından madalya, şişe ya da saat olabilir, bizim tercihimiz saat yönünde, ne mutlu bize....

bu konuda baska güzel yazılarda vardı onları niye sildiniz?yada o yazıları silip baska birtakım yazıları kendi adınızla yayımladınız?

ben yeniyim ama görmüştüm baska bir sürü yazı vardı ..onları silip kendinize mi mal ediyorsunuz acaba..şimdi demekki yazı yollucaz bu konuyla ilgili onu silip kendi yazınıza katıp onu yayınlıyorsunuz demekki..

baska ne amacla güzel ve takdir edilen bir yazı silinir ki?

antika_saat in bu konuda yazdığı ve altında sizin takdiriniz olan yazıyı niye sildiniz?
bide sayın watcher in antika_sat üyesinin yazdığı yazıya 'anlatin anlatin, bunlar hepimiz icin cok degerli bilgiler, tesekkur ederiz 2demesinden sonra aynı kelimelerle sayın dehanın yazısına aynen cevap yazması

ve sayın deka nın aynı şekilde antika saatin yazdığı yazıya'''Tam profosyonel bir koleksiyoncu anlatımı, bu konuda uzman değilsekde anlatım, ifadeler kendisini anlatıyor,zevkle okudum.''demesiyle dehanın yazısının altında bu ifadenin aynen yer alması
çok garip

birisi bir konuda yazı yazıyor diğer iki kişi yazının altına olumlu görüş yazıyor
daha sonra yazıyı yazan siteden uzaklastırılıyor başka birkişi birden bire ne hikmetse uzaklastırlan kişinin yazısını ve bilgisinide içine katarak yazı yayınlıyor ve diğer iki kişi sanki o yorumları bu yazı için yazmış gibi kopyalıyor..
ne kadar basit ilkel bir aldatmaca bu?
antika_saat denen kişinin yazısı nerde?niye sildiniz kopyaladınız
hadi bunları yaptınız peki alta yaptığınız yorumları niye silmediniz?
sayın watcher hem 'anlatin anlatin, bunlar hepimiz icin cok degerli bilgiler, tesekkur ederiz diyorsunuz hemde yazıyı yayından kaldırıyorsunuz sonra aynı yazıyı içine bişeyler katarak başkası yayınlayınca harf bile değiştirmeden aynı yorumu yazıyorsunuz

yaşınıza başınıza yakışıyormu bu yapılan...
ben tanıyorum antika-saat dediğiniz kişiyi o yüzden ama tanımasamda önemli değil aynı sey yazı gönderen herhangibirinede gelebilir
adamı siteden atmışşınız peki yazdığı ve cok sevdiğiniz yazılarını niye siliyorsunuz hadi sildiniz baskalarına niye peşkes cekiyorsunuz hadi onuda yaptınız niye alttaki yorumunuzu değiştirmiyorsunuz...
çok yazık bu kadar komplex bu yaşta ....

.

"bosphorus&byzantium" öncelikle sakince yazarsanız herkez size cevap verecektir.
kendinizi tanıtırsanız herkez yine size cevap verecektir. Siz antika saati tanıyorsunuz bizde sizi tanıyalım...

antika saat çok doğru cümleler de kurdu çok yanlış cümleler de en son uyarılar üzerine kurallara uymadığı için uzaklaştırıldı. cümleleri de olumsuz cümleleri üzerine silindi.

umarım yeterli bir cevap olur. İyi forumlar...

Sayın bosphorus&byzantium, öncelikle ben de daha sakin olmanızı öneriyorum. Ancak olaya bir de şu yönden bakın, forumumuz niye var ? Hepimizin ortak sevgisi ve merakı olan saat konusundaki bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmak değil mi ? Bu bağlamda daha önceleri hep yabancı sitelere bağlı kalırken, şimdi ülkemizde bu boşluğu fazlasıyla dolduruyor forumumuz. Elbette farklı fikirler olacaktır, olmalıdır da, aksi taktirde doğruyu bulamayız. Sayın antika saat'in bazı görüşlerine katılmamak mümkün değil, ancak daha sonraki yaklaşımları ve seçilen kelimeler site üyeleri için kırıcı olmaya başlayınca bunun daha fazla sürdürülmemesini sağlamak sanırım en doğru yaklaşım olmuştur.

bosphorus&byzantium demiş ki:

bu konuda baska güzel yazılarda vardı onları niye sildiniz?yada o yazıları silip baska birtakım yazıları kendi adınızla yayımladınız?

ben yeniyim ama görmüştüm baska bir sürü yazı vardı ..onları silip kendinize mi mal ediyorsunuz acaba..şimdi demekki yazı yollucaz bu konuyla ilgili onu silip kendi yazınıza katıp onu yayınlıyorsunuz demekki..

baska ne amacla güzel ve takdir edilen bir yazı silinir ki?

Bakiniz, bu tur polemiklerin forumumuzda yeri yok.
Boyle birseye musaade etmeyecegimi kesinlikle biliniz.
Bu tur polemiklerle forumumuzun nezaket havasini bozmaya hickimsenin hakki yok ve buna musaade etmeyecegimi kesinlikle bilmenizi isterim.
Eger forum kurallarina uygun sekilde katki yapacaksaniz hosgeldiniz derim, bir dostumuz bir arkadasimiz bir kardesimiz olarak hosgeldiniz derim.
Fakat boyle yazilariniza devam ederseniz sizi forumu terketmeye davet etmek zorunda kalirim.
Bu yazdiklarim da tartismaya acik degil, bunun uzerinde tartismak isterseniz de lutfen forumu terkediniz aksi takdirde ben cikisinizi yapmak zorunda kalirim.
Tum yazdiklarinizi da silerim, bunu boylece biliniz.

bu konu derin ama birkaç şey de ben yazayım...

1. hangi saatlerin koleksiyonunu yapmak istediğinize karar verin
2. bu konu ile ilgili vakit geçirmeden olabildiğince çeşitli kaynak toplayın. bilgi en değerli hazinenizdir.
3. internetteki alışveriş siteleri de dahil bulabildiğiniz bütün fiyatları inceleyin.
4. saatin üreticisini araştırın.
5. saatin yaşını ve orjinalliğini araştırın.
6. saatin tamir görüp görmediği ve daha önceki safahatını mümkünse öğrenin.
7. eğer saat arızalı ise onarım maliyetini öngörmeden saat almayın.
8. saat kasasının madeninden emin olun ve ona göre fiyatlandırın.

ve benim altın kuralım.

---yukarıda yazılanları da dikkate alarak; her şartı zorlayıp bir saat hakkında bilgi bulamadınızsa ve saati sevdinizse muhakkak alın...