Jaeger Le Coultre Atmos

Jaeger Le Coultre’un efsanevi Atmos Saatinin tarihçesi;

Jaeger le Coultre, koleksiyonerler için her zaman ilgi odağı olmuş karizmatik bir markadır. Azizim ve Hunterbjk'nin Saat markaları-tarihçeleri-haberleri-bilgileri forumundaki güzelliklerin cazibesine kapılmamak mümkün mü ? Yıllar boyu bende bir Jaeger’im olması için uğraş vermiştim, bir tane olmuştu da, çok güzel bir Master Compressor Dualmatic GMT, daha sonra elimden çıkartmıştım. Umarım ileride tekrar bir gün başka bir modelini edinecek şansım olur. Jaeger le Coultre, Reverso gibi klasikleşmiş olan birbirinden güzel modeller çıkartmış olmasına rağmen, Atmos’un kesinlikle özel bir yere sahip olduğu konusunda tüm saatsever dostlar hemfikirdir sanırım.

Ben de zaten burada çok kısaca sizlere bu modelin tarihçesi hakkında bilgi vermeye çabalayacağım.

1920’li yılların sonunda Jean Leon Reutter ( 1899-1971 ) isminde genç bir mühendis, “perpetual” hareket ile çalışacak, başka bir deyişle ebediyen hareket edebilecek bir saat üzerinde denemeler yapmaya başlar, ne direkt mekanik ne de elektriksel hiç bir itici güc kullanılmamasını hedeflemiştir çalışmalarında. Asırlar boyu sonsuz hareket fikri, Leonardo Da Vinci gibi pek çok bilim adamının ilgisini çekmiş, muhtelif fikirler geliştirilmiştir. Ancak başarılı bir şekilde bu mantığı bir saate uyarlama şerefi bu genç mühendise nail olmuştur. O dönemde çok revaçta olan ve yılda bir kez kurulan mekanik fanuslu saatlerin mekanizmasından yola çıkarak, muhtelif tasarım değişiklikleri gerçekleştirmiş; Ama en önemlisi de, en ufak ortam sıcaklığı ve ATMOSferik şart değişikliklerinden etkilenen cıvayı kullanarak karmaşık bir körük mekanizması geliştirmiştir. Ortaya çıkan ürün dahice bir mekanizmaya sahipti, ortamda bir sıcaklık değişikliği veya ATMOSferik şart değişikliği olduğu sürece kendini sonsuza kadar sürekli kurabilen bir saat. ATMOS ismi de zaten buradan adını almıştır. Cıva ile ilgili muhtelif sakıncalar nedeniyle, körük içindeki cıva daha sonra yerini doymuş gazlara bırakmıştır. Sızdırmaz bir kapsülün içindeki gaz ve sıvı karışımı, sıcaklık artışıyla beraber genleşmekte ve büzülmekte böylece bir akordeon misali, körüğe hareket vermektedir. Hareket eden körüğe bağlı bir zincir mekanizması, tulumba çarkını ve dolayısıyla zembereği kurmaktadır. Günde sadece 1 derecelik bir ısı farkı, saatin 2 gün süreyle kurulmasına yetmektedir ! Çok hassas bir şekilde klimatize edilmemişse, her ortamda gece ve gündüz arasında bu kadar fark mutlaka olacağından ilave bir enerji kaynağına ihtiyaç duymaksızın ATMOS’un “sonsuza” kadar çalışabileceğini söylemek mümkündür. Sonsuz kelimesi kasti olarak tırnak içine alınmıştır, zira tasarımcıları saatin 1.000 yılı aşkın bir süre çalışmak üzere geliştirildiğini söylemektedirler !!! Bu da yeter sanırım ?

1928 yılında ilk prototipi yapılan ATMOS'un, 30'lu yılların başında saat imalatçılarındaki coşku eksikliğine bağlı olarak çok düşük sayılarda üretimi yapılır. Derken bir gün Paris sokaklarında dolaşmakta olan İsviçreli saat firması Le Coultre'un sahibi Jacques David Le Coultre (1875-1948) bir saatçi dükkanının vitrinindeki bir Atmos saatini görür ve saati hemen satın alır. Daha önce bu saat ile ilgili pek çok duymuştur ancak o da bunları kuşkuyla karşılamıştır, ancak saati inceledikten sonra, üstünlükleri, kalitesi ve zek dolu özelliklerini keşfettikten sonra Reutter ile en kısa zamanda buluşmaya karar verir. Neticede 1932 yılında Reutter, Atmos'un patentlerini Jaeger Le Coultre firmasına satar. 20. yüzyılın başında Le Coultre, yine ünlü bir saat firması Jaeger ile rekabet halindeydi, ancak iki firma 1917 yılında güçlerini bireştirmeye karar verirler. Edmond Jaeger'in (1858-1922) tasarım ekibiyle beraber çok güçlü bir geliştirme merkezine sahip olan Jaeger Le Coultre'un ellerinde ATMOS geliştirilir ve saat dünyasında yüzyıla damgasını vurur. Tüm dünyada prestjli hediye denildiğinde artık ATMOS akla gelmektedir. Atmos'a sahip olan tanıdık isimlerde bazılarını belirtecek olursak, Winston Churchill, John F. Kennedy, Charles de Gaulle, Charlie Chaplin, Richard Nixon, Ronald Reagan, Ürdün Kralı Hüseyin, Habib Bourguiba, Papa 2. Jean Paul. İlk patent başvurusundan sadece 50 yıl sonra, 1979 yılında Jaeger Le Coultre fabrikasında 500.000. ATMOS üretilir.

Jaeger Le Coultre firması, ilerleyen yıllarda her saatte olduğu gibi muhtelif komplikasyonlar geliştirecektir saat üzerinde. Ay döngüsü bunlardan sadece biridir. İlginç komplikasyonlardan biri, 1999 yılında çıkan 556 kalibreli 2000-3000 yıllarına kadar kadranı işaretli olan, ay döngüsü ve ay göstergeli Millenium Atmos modelidir. Aynı şekilde ilginç olan bir diğer model, regülatör kadranlı 583 kalibreli Atmos Mystérieuse modelidir. 555 kalibreli Atmos Marqueterie Millénaire ise tek kelimeyle bir sanat şaheseridir, gerçekten de sadece "saat" olarak adlandırmak bu güzelliği tanımlamaya yetmez kesinlike. 25 adet sınırlı üretilen bu modelde farklı renkte özel ağaç ve ahşap malzemeler kullanılarak, Alphonce Mucha'nın resimleri çizilmiş kapakların üzerine, özel gizli bir gözünde 10 adet parşömenin bulunduğu 10 pirinç tüp vardır, yanında da bir hokka ve çini mürekkep çubuğu. Bu şekilde her yüzyılın sonunda bu sanat eserine sahip olan aile bir sonraki yüzyıl kuşağına devrederken saatin tarihçesini, kimlerde "konakladığını" yazacaktır. Kesinlikle çok heyecan verici muhteşem bir şey düşünsenize, evinizde bir Atmos var, doğuyorsunuz, büyüyorsunuz, çocuklarınız doğuyor, torunlarınız oluyor, dünyadan göçüyorsunuz, diğer kuşaklar geliyor, daha sonraları geliyor ve halen Atmos aynı hassasiyette çalışmaya devam ediyor. Pardon, çok pardon düzeltiyorum, sapmasının 3.821 yılda ne yazk ki 1 gün olduğu belirtilmiş !!!

Demek ki neymiş ? Her eve bir ATMOS lazımmış. Sizleri bu güzellikler ile başbaşa bırakıyorum.

Kaynakça:
- "Jaeger Le Coultre" La Storia della Grande Maison, Franco Cologni, Flammarion Kitabevi, 2006


İlk resimde Jean Leon Reutter'in ilk Atmos Saati görülüyor.
[img][/img]

İkinci ve üçüncü resimlerde klasik Atmos modelleri görülüyor;
[img][/img]
[img][/img

Sırada yukarıda sözünü ettiğim Millenium Atmos
[img][/img]

Şimdi ise Atmos Mysterieuse
[img][/img]

Ve nihayet Atmos Marqueterie Millénaire ( daha güzel bir resmini bulursam onu bilahare yayınlarım );
[img][/img]

fiyuuuuu atmos'lara ben de bayiliyorum, ozellikle calisma prensibine, tek sikintisi bozuldugu zaman sadece fabrikasi tamir edebiliyor bu da cok yuksek rakamlari bulabiliyor ama cok cok ozel bir saat.
Cok tesekkurler Deha bey.

Hesaplarıma göre saat 16 günde 1 saniye sapma yapıyor

teng demiş ki:

Hesaplarıma göre saat 16 günde 1 saniye sapma yapıyor

16 günde 1 saniye sapması olağanüstü bir hassasiyet. Peki bu hassasiyet nereden kaynaklanıyor? Fanusun içinde olmasının avantajı nedir?
Sızdırmazlıktan söz edildi. Saatin kurma mekanizmasımı sızdırmaz yoksa tüm saat havası alınmış bir fanusun içindemi?

Yani ?

Saati kuran metal koruk sizdirmaz,
gerisinin havasi alinmis oldugu hakkinda bir fikrim yok.

Sayın Watcher,

Süpersiniz, mekanizma gerçekten de dahiyane. Benim için bu saatin tek problemi, fanuslu saatlerde olduğu gibi düz ve hareketsiz bir zemini olan bir yüzeye konulma zorunluluğu. Benim diğer masa saatlerinin olduğu çalışma masası, ne yazık ki bu şartlara uygun değil, ayrı bir şekilde koyduğum taktirde, diğer masa saatlerinin yanında duramayacak onun için almıyorum ( kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş hesabı ). Ama yanlış hatırlamıyorsam sizde bir tane vardı, bir resimde diğer masa saatlerinizin arkasında bir yerde görmüştüm sanırım. O resmi tekrar koyarsanız, en azından gözümüz, gönlümüz açılır...

www.replica-star.com/Jaeger_LeCoultre_Atmos_du_Millenaire_Transparente_Clock_Clocks_Model_Q5745102.html+replica+Atmos+Marqueterie+Mill%C3%A9naire&cd=3&hl=tr&ct=clnk&gl=tr" target="_blank" rel="nofollow">http://209.85.229.132/search?q=cache:Zpz5yVubhCQJ:www.replica-star.com/Jaeger_LeCoultre_Atmos_du_Millenaire_Transparente_Clock_Clocks_Model_Q5745102.html+replica+Atmos+Marqueterie+Mill%C3%A9naire&cd=3&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

Güzel yapmışlar, bir diyeceğim yok ama replika saatlere karşıyım. Onca emeğe, tasarıma karşı yapılan bir ayıp olarak gördüğüm için de verilen paraya acıyorum. Eski olsun, gerekirse hurda vaziyette bile olsun ama orijinal olsun diye düşünüyorum hep.

Sevgili Deha bey, ne yazikki bende atmos yok, gorduklerinizde benzeyen vardir ama biraz tamir sikintili olduklari icin almadim, bir de masa saatlerine de fazla girmemeye calisiyorum yoksa insan butce yetiremez

Sayın Watcher,

Bir yerde gördüm, belki de diğer forumdaydı, hatırlamıyorum doğrusu. Birisi diğer saatlerinden sonra masa saatlerini de sıralamıştı, maun bir dolabın vitrinindeydi, bilimum saatin arasnda bir tane oval fanuslu saat ve arkasında da ATMOS çok güzel bir şekilde parlıyordu.

Bütçe kısmına katılıyorum, ama bir saat severde bence mutlaka olması gereken bir saat. Her eve bir Atmos kampanyası yapsınlar değil mi ?

Sevgili Deha bey,
O gordugunuz saatler benimkilerdi, obur forumda yayinlamistim ama o gordugunuz saat atmos degildi ne yazikki Bir goz atayim, benzeyen bir saat olabilir ama surpriz haric benim bir atmos saatim yok bildigim kadariyla.
Her saatseverde bulunmasi fikrine gelince tamamen katiliyorum, eh insallah bir ara bir tane kolleksiyonuma girer.

Bu konuyu hortlatayım

İsviçre'de yaşayan bir amcam var, son Türkiye ziyaretinde konu saatlerden açılınca benim için tam süpriz oldu. Ben -acaba saatlerden anlar mı? diye düşünürken meğerse amcam da orada ikinci el saat alım-satım işi de yapıyormuş. ricardo.ch diye ebay tarzı bir siteye üyeliği var, ben de neler satıyor diye takip ederken dikkatimi çekti, ortalama her bir-iki ayda mutlaka bir ATMOS ilanı çıkartıyor. Hatta dayanamayıp sordum bu kadar ATMOS saatini nasıl buluyorsun dedim? Cevabı "burası saatlerin menbağı yeğen" dedi

Dikkatimi çeken diğer bir şey de saatlerin hala çok temiz olması. Bunun nedeni olarak saatlerin çok kaliteli malzemelerle üretilmesi, evlerde muhtemelen baş köşede muhafaza edilmesi ve pahalı olduğu için özellikle dikkatli kullanılmasına bağlıyorum.

Fiyatları da amcamın sattığı saatlerde 1600-2400 SFR arasında değişiyordu.

Bu çalışma prensibinin bir benzeri kol saatlerinede uygulanamaz mı acaba? Bu alanda çalışma yapıldı mı.

Power reserve kavramını siler tarihten=)

MrWrong demiş ki:

Bu çalışma prensibinin bir benzeri kol saatlerinede uygulanamaz mı acaba? Bu alanda çalışma yapıldı mı.

Power reserve kavramını siler tarihten=)

Ustalar daha iyi bilir ama sanırım körük kısmını (ki yanılmıyorsam ATMOS'ların en büyük farkı bu) küçültmek pek mümkün olmaz.
Gerçi bunu yazarken bile bir yandan da neden olmasın diye düşünüyorum.

atmos ilginc bir saat isinan her cisim genlesir pirensibi ile kuruluyor (kuruluma has bir ozellik) calism sistemi ise 400 gunluk saatlerdeki gibi dusuk alternansli saat gibidir .Yani atmosun saat kismi 400 gunluk veya 1000 gunluk saatlerdeki gibi bir kurulumda 1000 veya minumun 400 gun calisir arkadaki kurma sisteminde ise isi buldundugu ortamdaki isi degisikliginde genlesmeden dogan hareketi tulunbaya aktarir diye biliyorum ...

konuya alakasiz olacak ama forum saati olarak yapmaya kalkissak adamlar mahkemeye mi verir yarddim mi eder acaba?

O zaman muhtemelen kol saatlerinde ki hacim yetersizliğinden kurma işlevi yapılabilse bile çok az bir süre içine kurulum yapılabildi. Bu yüzden etkili bir kurulum sağlanamayacağı için bu yöntem masa saatleri ile sınırlı kaldı.

Dava konusunu bilemiyorum ama, yardım etmeyeceklerine emin gibiyim=)

Eger dogru hatirliyorsam vucut isisi ile genlesme prensibine bagli bir saat gecmiste yapildigini uzaktan hatirliyorum, ama neden devam etmedi bir turlu hatirlayamadim, bunu bir ara arastirayim buraya eklerim.

Benim de aklıma ilk anda vücut sıcaklığı ile hava sıcaklığı arasındaki (genellikle) büyük fark geldi ama saati kola takınca zaten sorun olmuyor. Mesele kola hiç takmadan kurulması olduğundan bence de çok küçük bir genleşmenin o kurulumu yapabilmesi zor. Ama bu işlerde imkansız olmuyor herhalde...

Urwerkdeki sistemde küçük hava akımlarından (sanırım az bir miktar) kurulum yapıyordu ama bu işin babası demekki atmos'muş

watcher demiş ki:

Eger dogru hatirliyorsam vucut isisi ile genlesme prensibine bagli bir saat gecmiste yapildigini uzaktan hatirliyorum, ama neden devam etmedi bir turlu hatirlayamadim, bunu bir ara arastirayim buraya eklerim.

Sabırsızlıkla bekliyoruz

asderty'nin dediği mantıklı. Kola takmadan kurma işleminin gerçekleşebilmesi bu alanda devrim sayılabilir bence.