Konusu saat olan Anekdotlar

Babalar günü yaklaşıyor,çocuklarla da konuşulmuş ne hediye alalım diye.Tahmin edileceği üzere beni mutlu edecek en iyi hediyenin saat olacağına karar vermişler.
Saati sen al,paketi bize ver biz sana babalar gününde takdim edelim dedi eşim. Yetiştirip alabilirmisin ,3-4 gün kaldı deyince bende pat diye;sorun değil ,daha önce aldığım ve çocukların görmediği bir saati paket yaparım dedim. Dedim ama Allahtan üstelemedi mevzuyu ,hala tehlike geçmedi sayılır,ya bizim görmediğimiz saatlerin mi var senin derse eşim...

kendi ipini çekme teşebbüsü

bence vergi barışı gibi bir durum. fırsat fırsattır bunu alana bu bedavaydı misali bir kaç saati arada kaynatabilirsin.

kendi hediyeni kendin almış olduğun için kafana taktığın sorun bu seferlik görmemezlikten gelinecektir diye düşünüyorum.

yok yok almışken yeni olsun dedim ve 100 tl ye bunu aldım deyip .... olabilir

Geçen gün ;nereye kadar böyle ,saatler faili meçhul kalmasın düşüncesiyle -bazı gurmeler kulak memesi kıvamı derler ya o misal- ortamı yoklayayım dedim.
Deri kordonunu metal kordon ile değiştirdiğim , eşimin de yakından bildiği saati nasıl olmuş diye gösterdim.Göz ucuyla baktıktan sonra gözlerini kısıp yeni saat mi aldın,bide benim aldığım ayakkabı rengiyle uyumlu çantama söyleniyorsun diye bilenmez mi.
Zemin müsait hale gelmemiş onu anladım.

@crazyhours, haklısın ama onlarda biliyor 100 TL lik saat alınmadığını.

@ofis, özel günleri vergi barışı gibi uygulamalar için fırsat bilmeli haklısın :-)

@egunns, kendi ipini çekme mi,yoksa kendi ipini uzatıp buyur sen çek mi demek :-)

arkadaşlara aldırdığım rumi lerden hanımların haberleri yok, büyük ay temmuz geldiğinde pusuya düşme ihtimalim çok fazla ....benim hanımda rose versiyonu kendisinin takacağını zannediyor

bu aralar yeni modamız kolumda her saat gördüğünde bu nerden çıktı hayırlı olsun (pek sevimli bir uslupla değil!)
yahu diyorum bu vardı (hakkaten vardı)
bu hatırlamama durumu olası bir yeni saatde tarafıma avantaj olacak gibi; veya benim hüsnükuruntum

''en iyisi ben bu işe sardım madem, parada kazanayım diyerek; satmak için aldım ilanı verdim bekliyorum o sırada takıyorum izlenimlerimi pazarlama taktiği olarak kullanıyorum'' gibi senaryo yazmakta bir çare olabilir.saat kalabalığıda artık sermayeye dönüşmüş olur.hangisi eski hangisi yeni hatırlayan beri gelsin.

Rumi olayından bizde de kimsenin haberi yok, ne uydursam diye günlerdir düşünüyorum.

Rumi den bizde de kimsenin haberi yok, sanki kamu yararına bir iş yapıyormuşum gibi.Rumi yi hesap verilmesi gereken yeni bir saat kategorisinde görmedim.
Doğru düşünmüşüm haklıyım değil mi ama?

Aynen, haklısın bu yeni bir saat alım kapsamında değerlendirilmemeli,ancak eve nasıl anlatacağız.

Hepimiz aynı durumdayız desenize .

valla ben once saati aldigim fiyati dortte bire dusurerek soyluyorum, sonra aciyorum ebay'i ve "bak hanim ayni saat ne kadar pahali bunu dusurduk" diyorum ve ardindan hemen satacagimi soyluyorum, sonrasinda ise durumu satmaya vakit olmadi vs ile gecistirip bir sonrakine yelken aciyorum ama benimki de artik abarti oldugu icin hanim da ipin ucunu kacirmis vaziyette

Benimki de artık takip edemez halde hihahohoho

Walla hanimlar bu gidisle ya bizi sutlayacaklar ya da kafayi yiyecekler

Ben başlığı okurken hanım etrafımda dönerken bu mesajı yazıyorum, ne büyük heyecan.

deka demiş ki:

Ben başlığı okurken hanım etrafımda dönerken bu mesajı yazıyorum, ne büyük heyecan.

Korku filmine gitmeye gerek bile yok, bu adrenalin yeter

Amaç da o zaten,biraz adrenalin.

krytime demiş ki:

Hepimiz aynı durumdayız desenize .

Saatseverlik tam bir maceraperstlik. Saat röntgenciliği, hanımdan saat saklama veya yutturmak için geçirilen tehlikelerle yüklü bir yaşamımız var. (Mission Impossible)

Bugün için biraz farklı bir anektod anlatayım, tehlikeli havayı biraz dağıtalım.
Ben banyo yaparkan ve uyurken de dahil saat takanlardanım. Kolumdaki saate de sık sık bakmayı, kolumun farklı açılarında izlemeyi, ara ara saniyenin akışını seyretmeyi severim.

Bugün sabah işe giderken saatimi değiştirmek için kolumdakini çıkardım black monster'ı aldım artık o an neye daldıysam çantamın yanında unutmuş evden öyle çıkmışım. Bir süre sonra farkettim ama eve dönmek için geç kalmıştım. Bütün gün kendimi adeta çıplak hissettim desem yeridir. Alışkanlığım olduğu üzere, vasıtada, teknede, işyerinde, dönüş yolunda sık sık boş koluma bakarken buldum kendimi. Neyse ki yaz aylarındayız, tam saat röntgenciliği mevsimi

Bir de seyretmekten gerçekten zevk alacağım mekanik saatlere daha sık rastlasam gün içinde uğradığım yerlerde, vasıtalarda... Maalesef bu konuda durum içler acısı...

Bizim 4 yaşındaki ufaklığın bir süredir gelecekle ilgili kaygıları var.1 ay kadar önce -"Baba ben asker olucam mı" diye sorduğunda çok şaşırmıştım."Erkek adamlar askerlik yapar oğlum,sende yapacaksın tabi" diyerek konuyu kapatmıştım.Dün akşam sofrasında otururken aramızda geçen diyalog;
-Baba,büyüyünce işe gidicem mi ben de.
-Tabi oğlum herkes işe gider,sende gideceksin büyüyünce.
-Ama ben işe gitmek istemiyorum.
-Neden oğlum? İşe gitmezsen para kazanamazsın ama.
-Neden?"
-İşe gidince para kazanırsın,para kazanınca da abur cuburlarını,oyuncaklarını alabilirsin.
(Bir süre sustu sustu... sonra)
-Bende işe gidicem tamam,ama "saatçi"olucam,saatlere bakarım ,güzel temizlerim Baba.
:-)

Çocuklar her zaman ilkönce anne babayı rol model olarak alırlar ya. Ben de naçizane meslek icabı, bu durumun "Kılavuzu karga olanın..." darb-ı meseline örnek teşkil etmemesi açısından 2 yaşındaki kızıma güzel şeyler öğretme arzusunda oldum her zaman. Tamam tamam, çoğu zaman yani. O gün annesine kızmıştım olur öyle arada.
Beni saatlerimle uğraşırken o kadar dikkatlice izliyordu ki. Ben de hiç yapmadığım bir şeyi yapıp, onları kurcalamasına mahdut miktarda müsaade ettim. Hatta balans hareketini nasıl dikkatlice izlediğini görmek, bir baba olarak bu fakiri ziyadesiyle memnun etti. Daha sonra bir gün bir misafirin yanında eline aldığı şimendiferli Serkisof'u büyük bir ciddiyetle kulağına götürüp, küçücük ağzını da büzerek sesini dinlemesi gerçekten hoşuma gitti. Hatta bir ara, değişik konumlardaki balans dönmesini test etmek istermiş gibi kafasını saatle birlikte indirip kaldırması da tüy dikti olaya. Bu gösteriyi izleyen misafirlerin yeni yetme oğlu, hareketin nedenini izah ettiğimde gayriihtiyarı "Asss" şeklinde bir tepkide bulunup da utandığında ise durumu, " Hayır abisi AS 1130 değil, bunda SU 3602 makinesi var" diyerek düzeltmiştim. Çocuk işte. Saygılarımla...