tabii ki saatin tek gayesi zaman göstermek değil. hatta fonksiyonel saat ihtiyacı duyduğu için kol saati kullananlar ya alışkanlıktan yapıyorlardır, ya çok özel ihtiyaçlarından. her durumda da uygun fiyatlarla mesele çözülebilir. atomik saatle sohbet eden saat bile kaç para.
aynı şekilde peki, denebilir mi ki bir tablo, bir heykele bu kadar para niye veriliyor? illa lazımsa neden baskı, reprodüksiyon alınmıyor? veya bunları alanlar illa ki hava atmak için alıyor? sanatta böyle bir durum varsa, saat neden sanattan sayılmasın ki?
hava atma aracı ve statü belirgeci olduğu konusunda pek itiraz olacağını sanmıyorum, fakat tek esprisi bu değil elbette. aynı zamanda bir oyuncak, eski türkçeyle meraklı bir şey, bir curiosity, ve beğenilecek bir şey.
peki, desek ki klonlama teknolojisi çıktı. nasıl bir dijital dosyanın orjinaliyle kopyası arasında bir fark yok, o derece saatler falan kopyalanabiliyor. o zaman kullanıcı profilleri ne kadar değişecekti. bu daha enteresan bir soru.
fiyatın değerle ilişkisi ve algıya etkisi yadsınmaz bir şey. ama sanıyorum ki nasıl insanlar şu an pop müzik dinlemekten utanmıyor, klasik/senfonik müziğin hayallerini kurmuyorsa, böyle bir durumda istekler ve beğeniler daha duru olacaktı.
haldimann'ın seneye çıkartacağı saat göstergesi olmayan minute repeater flying sculptura (1.8 milyon tl) hakkında ne düşünürdü acaba selahattin duman. bana çok samimi ve gerçekten sanatsal gelen bir saat. minute repeater olanı da olmayanı da.