| Anılara devam- 9.. | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
M.Ali Sade
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 65
| Konu: Anılara devam- 9.. Çarş. 10 Şub. - 2:31 | |
| Çoktandır işlerim oldukça yoğundu.Bu yüzden anıları da yazmayı aksattım.Bitmiş değil,devam edecek tabii. 1980 lerin başında bir Pazar günü Mercan Yokuşu’ndaki pazara sadece ne var ne yok maksatlı olarak gittim.O yıllarda oraya bazen Romen’ler de gelir ve yere serdikleri malları aceleyle satıp giderlerdi.Yokuşun başında gençten bir kadın ve adamla küçük kız çocuklarından oluşan işte böyle bir Romen aileye rastladım. Yere serdikleri eski bir çuvalın üzerine portatif birkaç adet radyo ile bayanlara yönelik,toka,küpe,kolye tarzı bir takım süs eşyaları ile iki tane kol saati koymuşlardı. O yıllarda el radyoları popülerdi.Ama bizdeki el radyolarında uzun,orta ve kısa olmak üzere üç dalga vardı.En çok dinlenen Ankara Radyosu uzun dalgadan,İstanbul ve İzmir radyoları ile batı müziği yayını yapan İl radyoları da orta dalgadan yayın yapardı.FM yayını ve özel radyo diye bir şey o zamanlar çok bilinmezdi.TRT yayınları dışında Ankara’da kısa dalgadan yayın yapan ve yayınları çok uzak mesafelerden dahi dinlenebilen Türkiye Polis Radyosu ile Meteoroloji Radyosu vardı.Bir de Mamak Muhabere Okulu tarafından askeriyeden yapılan yayın vardı ama pek başarılı değildi.İl ve Polis Radyosu 1980 öncesi FM bandından deneme yayınları yapardı.Ama FM yayınını alacak cihaz kimde ? Romen kadına işaret ederek yerdeki radyoyu istedim.Bu radyo Polonya imali “Dana” markalı, L,M,S ve UKW’li (Ultra Kurz Welle yani FM) dört dalgalı güzel bir radyoydu.Pil kapağını açtım,dört tane kalem pille çalışıyordu.Pilleri de içindeydi.Ama pilleri o yıllarda bizde yaygın olan Berec , Pertrix veya Pilma Tudor değildi.Kırmızı değişik Romen malı pilleri vardı.Radyoyu açtığımda orta dalgadaydı.Biraz arama yaptım ama cızırtıdan başka bir şey gelmiyordu.Kadın bana işaret ederek radyoyu istedi.Dalgayı UKW yani şimdiki deyişle FM ‘e getirdi.Ve bir istasyon buldu.Bu istasyon yukarıda batı müziği yayını yaptığını söylediğim İstanbul İl radyosuydu.Çalan müzikteki orkestra adeta yanımızda çalıyordu. Tabii şimdiki genç arkadaşlara bu biraz ters gelebilir.”Ulan ufacık radyo öyle bir sesi nasıl çıkarsın,subwoofer mi var ekolayzer mı var?” gibilerinden bana serzenişte bulunabilirler.Ama anlatmak istediğim başka.O yıllarda bizler sadece orta ve uzun dalgalardaki istasyonların cızırtılı seslerine alıştığımız için FM bandının parazitsiz ve net sesi bana çok hoş gelmişti. Kısa bir pazarlıktan sonra o yıllarda bizde satılan üç dalgalı Standart marka radyoların dörtte bir fiyatına bu radyoyu satın aldım.Hatta kadın çantasından bu radyoya ait bir de tek kulağa takılan kulaklığı da çıkararak verdi.Dürüst oluşlarını sevmiştim. Bu defa kol saatlerine yöneldim.Saatlerden birisi Raketa markalıydı ve oldukça temizdi.Diğerinin kordonu ve sustaları yoktu ve artık markası bile okunmaz olmuştu.Temiz olanı sarı çerçeveli,göbekten saniyeli,takvimli biraz yıpranmış olsa da gösterişli bir saatti.Biraz kurarak dinledim.Çok da güzel çalışıyordu.Ona da bir pazarlık yaptık.Onu da çok hesaplı bir paraya aldım.Hatta adam bir az daha para ver de diğerini de al götür diye israr etti.Kadın da aslında onun bu Raketa’dan daha kaliteli bir saat olduğunu çat-pat bildiği Türkçe’siyle anlatmaya çalıştı. Yabancı da olsalar dürüst oldukları için bu aileyi sevmiştim.Diğer saate de hiç bakmadan çok cüz’i bir para vererek aldım.Onlar da tahmin ediyorum, “bu kadar satış yeter” diyerek çuvalı toplayarak hızlı adımlarla oradan gittiler. Diğer saati ceketimin cebine attım,Raketa’yı inceliyordum ki birisi yanıma yaklaşarak “satıyor musun?” diye sordu.Aslında bu saati toparlayıp bir tanıdığıma hediye etmeyi düşünüyordum.Ama işin içine ticaret girince o zaman başka tabii.” Satarım” dedim. Biraz inceledi,koluna taktı,kulağına koyup dinledi,belli ki hoşuna gitmişti.”Ne istiyorsun?” diye sorunca radyo,Raketa ve eski saate verdiğim paranın toplamını söyledim.Hiç düşünmeden elini cebine attı.İstediğim parayı bana verdi ve sevinçle uzaklaştı. Ben de “bu kadar alış-veriş yeter “ diyerek daha başka bir yere bakmadan Sahaflar Çarşısı’na doğru yöneldim. Dana radyo hala duruyor.Hala kendisi de sesi de pırıl pırıl.Ama pillerini biraz hızlı tükettiği için ben onu bir adaptörle cereyanlıya çevirdim.Bazen balkonda dinleyerek nostalji yapıyoruz.Fotoğraf makinem geziye çıkan birine emanet edildiği için yanımda değil.Yoksa resmini de ilave edecektim.İlerleyen günlere inşallah. Eski saat de B602 modeli 15 taşlı bir Vetur çıktı.Ve mekanizması süper temizdi.Hatta sattığım Raketa'dan bile iyi olduğunu söyleyebilirim.Ona da daha iyice bir çerçeve ile yeni bir kadran taktım,tepe ve mikasını değiştirdim.1986 yılında evlenirken kolumda o saat vardı.Halen de duruyor.Hatta zaman zaman "küsmesin diye" önemli davetlerde takıyorum bile.Onun çekilmiş resmi var.Bulduğumda onu da ilave ederim. Herkese selamlar... | |
|
| |
poibra
Mesaj Sayısı : 34 Kayıt tarihi : 11/01/10 Yaş : 40 Nerden : Ankara
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Çarş. 10 Şub. - 3:30 | |
| Ne kadar güzel anılar bunlar. Keyifle kitap okur gibi okudum. Teşekkürler paylaştığınız için. | |
|
| |
deka
Mesaj Sayısı : 5518 Kayıt tarihi : 04/07/09 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Çarş. 10 Şub. - 9:39 | |
| | |
|
| |
watcher Admin
Mesaj Sayısı : 6994 Kayıt tarihi : 01/07/09 Yaş : 66
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Çarş. 10 Şub. - 12:47 | |
| Bu radyolar benim de cocuklugumda hayalleri suslerdi, hele ilk transistorlu radyolar kalin bir kitap kadardi ve piknige giderken elde tasinir yolda acilirdi.
Saatin de resimlerini bekleriz merak ettim. | |
|
| |
ertay
Mesaj Sayısı : 1062 Kayıt tarihi : 13/08/09
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Çarş. 10 Şub. - 13:06 | |
| Yine soluksuz okudum ve bahse konu olan pazar gozumun onunde canlandi, benimde Istanbul'a her gidisimde ziyaret ettigim bir yerdi. O gunlerin hatiralarini tekrar zihnimde canlandirdiginiz icin Tesekkurler M.Alibey. | |
|
| |
M.Ali Sade
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Perş. 11 Şub. - 0:57 | |
| Mesajda bahsettiğim Vetur bu. İçi de şöyle. Yukarıda dikkat ettiyseniz bu saat için "15 taşlıydı" demiştim.Alttaki resimde çok açık belli oluyor,orta çarkta taş yok.Ve bir de bu saat incabloc değil.Direk sabittir. Bu saatin kadranı eskilerde en çok görülen ve en çok tutulan bir modeldir.Ve gerçekten de çok kendine has bir işçiliği vardır. Bunun kadranını Doğubank İşhanı'nın ikinci katında saat aksamcısı Gündoğdu'ya buldurmuştum.Dükkan iki yıl öncesine kadar duruyordu.İnşallah hala da duruyordur. Saatin aslı Vetur olduğu için kadranının Hislon ya da başka bir marka olmasını istememiştim.Bu kadranı da o adamcağız epey bir arayarak bulmuştu. Ama şöyle bir farkla, kendi orijinal kadranı tamamen düz bir modeldi."Vetur olarak sadece bu modeli var" deyince de severek kabullenmiştim.Çünkü bu kadranı çok severim. Bu saatin bir özelliği de çok dakik çalışmasıdır.Haftada neredeyse bir ya da bir buçuk dakika fark yapar ki böyle bir makine için neredeyse mucizedir.Ben ayarı ile hiç de oynamadım.Raketin pozisyonu yıllar önce Romen kadından aldığım gibi duruyor.Ben sadece yıkayıp yağlamıştım. Bir diğer husus da bu saatin zembereği orijinalinde kısadır.Tam 24 saat çalışır.Onu da istesem uzatabilirdim ama uzatmadım.Aynen orijinal zembereği duruyor.Saat kurmak bir prestijdir. Herkese selamlar... | |
|
| |
watcher Admin
Mesaj Sayısı : 6994 Kayıt tarihi : 01/07/09 Yaş : 66
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Perş. 11 Şub. - 2:32 | |
| Cok hos ve nostaljik bir saat. | |
|
| |
teng
Mesaj Sayısı : 5338 Kayıt tarihi : 04/07/09 Yaş : 68 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Perş. 11 Şub. - 11:22 | |
| - M.Ali Sade demiş ki:
- Mesajda bahsettiğim Vetur bu.
İçi de şöyle.
Yukarıda dikkat ettiyseniz bu saat için "15 taşlıydı" demiştim.Alttaki resimde çok açık belli oluyor,orta çarkta taş yok.Ve bir de bu saat incabloc değil.Direk sabittir.
Bu saatin kadranı eskilerde en çok görülen ve en çok tutulan bir modeldir.Ve gerçekten de çok kendine has bir işçiliği vardır.
Bunun kadranını Doğubank İşhanı'nın ikinci katında saat aksamcısı Gündoğdu'ya buldurmuştum.Dükkan iki yıl öncesine kadar duruyordu.İnşallah hala da duruyordur.
Saatin aslı Vetur olduğu için kadranının Hislon ya da başka bir marka olmasını istememiştim.Bu kadranı da o adamcağız epey bir arayarak bulmuştu. Ama şöyle bir farkla, kendi orijinal kadranı tamamen düz bir modeldi."Vetur olarak sadece bu modeli var" deyince de severek kabullenmiştim.Çünkü bu kadranı çok severim.
Bu saatin bir özelliği de çok dakik çalışmasıdır.Haftada neredeyse bir ya da bir buçuk dakika fark yapar ki böyle bir makine için neredeyse mucizedir.Ben ayarı ile hiç de oynamadım.Raketin pozisyonu yıllar önce Romen kadından aldığım gibi duruyor.Ben sadece yıkayıp yağlamıştım.
Bir diğer husus da bu saatin zembereği orijinalinde kısadır.Tam 24 saat çalışır.Onu da istesem uzatabilirdim ama uzatmadım.Aynen orijinal zembereği duruyor.Saat kurmak bir prestijdir.
Herkese selamlar... M. Ali Bey bu sözünüzü çok beğendim izin verirseniz imza olarak kullanmak istiyorum. | |
|
| |
deka
Mesaj Sayısı : 5518 Kayıt tarihi : 04/07/09 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Perş. 11 Şub. - 11:26 | |
| çok dikkat çekici ve anlamlı bir söz benimde dikkatiimi çekti,helede forumun saatide kurmalı iken. | |
|
| |
M.Ali Sade
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Perş. 11 Şub. - 18:32 | |
| - Alıntı :
- M. Ali Bey bu sözünüzü çok beğendim izin verirseniz imza olarak kullanmak istiyorum.
Ne demek üstadım,güle güle kullan... | |
|
| |
M.Ali Sade
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 5:52 | |
| Bu mesajda bahsettiğim "Dana" markalı radyonun daha önce söz verdiğim üzere bu gün resimlerini çektim. "Ama bunun hiçbir yerinde Dana yazmıyor" diyebilirsiniz.Evet doğru.Şu anda yazmıyor.Ama öndeki iki düğme arasında bir zamanlar siyah Dana yazısı vardı.Zamanla silinip gitti. Resimlerde çok büyük görünebilir.Ön tarafı aşağı yukarı 20-22 cm uzunlukta.Çok güzel bir radyodur. Bir diğer özelliği ise FM bandının darlığıdır.Üzerinde yazanlara bakmayın,onlara ben de bir anlam veremiyorum.Ama 88 frekansından 98 e kadar çekiyor.İlerisi yok.Demirperde ülkelerinin bir özelliği olsa gerek. Çünkü ben Çorlu'da kaldığım sıralarda UHF antenle (o yıllarda UHF bandı ve renkli yayın Türkiye'de bilinmezdi) Bulgaristan TV'yi net bir şekilde renkli izleyebiliyordum.Ama sessiz.Çünkü Bulgar yayınlarında ses frekansı 5,5 MHZ idi.Daha sonra Çorlu'daki uyanık elektronikçiler buna ait bir kiti televizyonuma monte ettiler ve sesi alır oldum.Bu FM frekans sistemi de öyle bir şey olabilir. Herkese selamlar... | |
|
| |
deka
Mesaj Sayısı : 5518 Kayıt tarihi : 04/07/09 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 5:56 | |
| Hey gidi günler hey, ne güzel günlerdi o günler. | |
|
| |
M.Ali Sade
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 5:56 | |
| Yazmayı unuttum.Pil yuvasına giren beyaz kablo bir adaptöre bağlı ve 6 V DC akım çekiyor.Bu da benim yaptığım bir tadilat. Ne yapayım 4 kalem pille çalışıyor ve pilleri bir günde "öğütüyor"du. | |
|
| |
deka
Mesaj Sayısı : 5518 Kayıt tarihi : 04/07/09 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 6:03 | |
| Bundan daha önce, anılarında bahsetmiştin bende kabloya o gözle bakmıştım,benimde 80 de aldığım bir radyo vardı masa radyosu, hani salonlarda bulunur ve salon radyosu olarak da bilinirdi,tabiki elektrikliydi,bizde de müzik merakı had safhada, o dönemlerde popüler olan mono kasetçalardanda bir tane vardı schoub lorenz miydi neydi, onu radyoya bağlar radyoyu anfi görevi gördürür ne müthiş müzikler dinler veya dinlediğimizi zannederdik, valla beni eskilere götürdün anılarım canlandı,teşekkürler. Hatda sene 75 di sanırım 2 kalem pilli satandart marka radyom vardı, yanımdan hiç eksik etmez dinlerdim. :( ,akşam akşam hüzünlendim yine,yaşlandık mı ne. | |
|
| |
M.Ali Sade
Mesaj Sayısı : 404 Kayıt tarihi : 05/01/10 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 6:42 | |
| - Alıntı :
- Hatda sene 75 di sanırım 2 kalem pilli satandart marka radyom vardı, yanımdan hiç eksik etmez dinlerdim. ,akşam akşam hüzünlendim yine,yaşlandık mı ne.
Galiba biraz yaşlandık üstadım. Gerçekten ne güzel günlerdi onlar.Standart radyom benim de vardı.Yuvarlak küçük bir deliğin içerisinden ne olduğu belirsiz rakamlar görünürdü.Pili zayıflayınca cozur cuzur eder dururdu.Çok severdim. | |
|
| |
deka
Mesaj Sayısı : 5518 Kayıt tarihi : 04/07/09 Yaş : 65
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 6:45 | |
| Evet, bende o yıllarda yatılı okulda idim ve yanlızlığımı unutturan unsurlardan birisi de o idi, daha geçen gün bir devre arkadaşımla o günleri konuştuk,daha dün gibi zaman hızla geçiyor ve bizler yaşlanıyoruz, acı ama gerçek yapacak birşey yok, yine duygusal bir anımda anılarım depreşti. :( | |
|
| |
solestar
Mesaj Sayısı : 909 Kayıt tarihi : 26/08/09 Yaş : 47 Nerden : Konya
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 7:09 | |
| Hoş ve keyifli bir anı daha, teşekkürler | |
|
| |
teng
Mesaj Sayısı : 5338 Kayıt tarihi : 04/07/09 Yaş : 68 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Anılara devam- 9.. Paz 21 Şub. - 8:05 | |
| - M.Ali Sade demiş ki:
-
- Alıntı :
- M. Ali Bey bu sözünüzü çok beğendim izin verirseniz imza olarak kullanmak istiyorum.
Ne demek üstadım,güle güle kullan... Bu mesajım kaçırmışım, gereğini yerine getireyim bari, | |
|
| |
| Anılara devam- 9.. | |
|